YSK, İstanbul seçimlerinin iptali ile ilgili gerekçeli kararını açıklayınca muhalefet hep bir ağızdan, “Çalma çırpma diye bir kelime yok” diye iktidara yüklenmeye başladı!

İktidar sözcüleri ise gerekçede çalma sözcüğünün geçmediğini kabullenerek, “YSK kararında bizim gibi çaldılar demedi bunu hukuk diliyle söyledi” demek durumunda kaldılar.

Binali Yıldırım ile Süleyman Soylu konunun en hızlı müdafileri olarak medyada yerlerini aldılar. “Bizim gibi çaldılar demediler ama bunu hukuk diliyle söylediler” açıklamasını acaba şöyle okuyabilir miyiz?

Açıklanan gerekçeli karar çalmanın YSK’casıdır!Gerekçeli karara kenarından köşesinden bakanlar çalma çırpma gibi sözcük geçmediği konusunda hemfikirler!

Hem aralarında öyle hızlı tipler var ki gerekçeli kararın tamamını okuduklarını böyle bir şeye rastlamadıklarını iddia edebiliyorlar!



250 sayfalık gerekçeyi bir gecede okumak ve sonra da oturup konuyla ilgili bir şeyler yazmak her babayiğidin harcı olmasa gerek! Düşünebiliyor musunuz YSK’nın tüm üyeleri 250 sayfalık gerekçeyi ortaya çıkarabilmek için kafa kafaya verip günlerce çalıştılar.

O kadar kişinin 17 günde kaleme alabildiği bir gerekçeyi bir kişi bir gecede okuyup bir de yorum yapıyor!

Bu ne acele!

O da okumayı günlerce sürdürebilir ve sonra yorum yapabilirdi!

Hem bu kadar acele etti de ne değişti? Sonunda iktidar partisi sözcüleri içinde çaldı çırptı gibi bir sözcük geçmeyen gerekçeyi çalmanın hukuk dili olarak tanımlamadılar mı?

Bu tür açıklamaları okudukça “çalınan minarenin kılıfının hazırlanacağı” yolundaki atasözünü hatırlamadan edemiyoruz.

Açıkça görülüyor ki çalınan minareye uygun kılıflar vakit geçirilmeksizin hemen üretiliyor!

Muhalefet istediği kadar gerekçede “oyların çalınması” diye bir şeyden söz edilmiyor desin dursun.İktidar sözcüleri gerekçeli karara duymak istedikleri şeyleri el çabukluğu ile yükleyiveriyorlar.



Ve bizler de bu yolla öğreniyoruz ki gerekçeli karar aslında “çalındı” sözünün YSK’casından başka bir şey değilmiş.

İktidar sözcülerinin bir “Teşekkürler YSK” diye sokaklara afiş astırmadığı kaldı.

Herhalde işin iyiden iyiye sağlama bağlanmasını bekliyorlar.

Seçimin ertesi günü İstanbul sokaklarını “Teşekkürler İstanbul” diye donattıkları gibi yeniden malamat olmamak için biraz ağırdan alıyor olmalılar.

Meğer gerekçeli kararda “oylar çalınmış” deniliyormuş da biz anlamıyormuşuz! Mesele bu kadar basitmiş yani!