Siyasette beraber yola çıktığınız arkadaşlarınızın bir kısmı sizinle “yollarını ayırsa” ve başka bir çatı altında siyasete devam etseler!

Siz de onların yaptığını hiç onaylamasanız!

Onlara siyasette başlangıçtaki “milim sapmaların” işin sonunda çok farklı tabloların ortaya çıkmasına yol açacağını birçok defa anlatmaya çalışsanız. 

Sonunda “biz ayrıyız, onlar ayrı” demeye başlasalar!

Her fırsatta “bizim onlarla hiçbir alakamız kalmamıştır” diye sürekli konuşsalar!

Yani onlar sizi hiç takmasalar!

Hatta sizi hiç kale almasalar!

Yaşanan pek çok anlaşmazlık konusundan sonra siz kalkıp “yola artık onlarla beraber edeceğiz” deseniz!

Sizi o çok eleştiren ve yerden yere vuran insanlarla birlikte olmuş olur musunuz, olmaz mısınız?

Yani siz de savunuyormuş gibi yaptığınız davanızla yollarınızı ayırmış olur musunuz, olmaz mısınız?

Ekranlara çıkıp sizinle yollarını ayıranlara veryansın ettikten sonra dediklerinizi unutup onlarla yeniden kol kola girerseniz ekranlarda esip gürlemenizin bir anlamı kalır mı?

Hem sizinle yollarını ayıranların türlü çeşitli vesilelerle size zulüm ettiklerini ileri sürüp hem de onlarla birlikte olmanın mimarlığını yapmaya çalışırsanız nasıl inandırıcı olursunuz?

Evet, yaklaşan seçimler nedeniyle siyaset sahnesinde her gün yeni bir gelişmeye tanıklık ediyoruz.

Ve görüyoruz ki siyasette yer kapmaya özenenler, siyasi tecrübesizlikleri nedeniyle önemli hatalara imza atıyorlar.

Hem bir gün sonra bir gün önce söyledikleri ile çelişkiye düşen laflar ediyorlar.

Hem de dün adeta düşman gibi takdim ettikleri isimlerle bugün canciğer kuzu sarması pozlar veriyorlar.

Bu tutarsızlık elbette gözlerden kaçmıyor.

Özellikle kendilerine bel ve ümit bağlamış kitlelerin derin hüsranlar yaşamasına yol açıyor. Siyasetin en çok tutarlığa muhtaç olduğu görülüyor!

Bunlar tutarsızlara sorulan cevabı zor olan kolay sorular!