Çin Merkez Bankası, eylül ayında da altın rezervlerini artırarak üst üste 11. kez alım yaptı. Uzmanlar, bu hamlenin küresel “dolar bağımlılığından çıkış” sürecini hızlandırdığı görüşünde.
Çin Merkez Bankası yeniden altın topluyor
Küresel ekonomi yeni bir döneme giriyor. Çin Merkez Bankası (PBOC), eylül ayında da altın rezervlerini artırarak üst üste 11. kez altın alımı gerçekleştirdi.
Bu adım, Çin’in uzun vadeli “doları rezerv para olmaktan çıkarma” stratejisinin bir parçası olarak yorumlanıyor.
Çin Merkez Bankası’nın son raporuna göre ülkenin altın rezervleri, ağustos sonunda 74,02 milyon ons seviyesindeyken, eylül sonunda 74,06 milyon ons troy seviyesine yükseldi.
Böylece Çin’in resmi altın varlıklarının değeri 283,29 milyar dolara çıktı.
PBOC’nin hedefi: Dolar bağımlılığından kurtulmak
Analistler, Çin’in altın alımlarını sadece yatırım aracı olarak değil, stratejik bir rezerv politikası olarak gördüğünü belirtiyor.
Bağımsız değerli madenler analisti Ross Norman, Reuters’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu güçlü alım trendi, Çin’in dolar bağımlılığından kurtulmak ve rezerv yapısını çeşitlendirmek istediğini gösteriyor. Her yeni alım, bu stratejinin hız kazandığını kanıtlıyor.”
Norman ayrıca, yerli yatırımcıların altın piyasasında güven kazanacağını belirterek, “Altın talebi artarsa, fiyatlardaki yerel indirimler sınırlanabilir. Bu da ETF yatırımcılarına ve fonlara güven verecektir.” dedi.
Altın fiyatları rekor kırmaya devam ediyor
2025 yılı altın için tarihi bir yıl oldu. Ons altın 4.000 dolar seviyesine yaklaşarak tüm zamanların en yüksek değerine çıktı.
Yılın başından bu yana fiyat artışı %52’nin üzerine çıktı.
Bu yükselişi tetikleyen faktörler arasında:
- ABD’de artan mali kriz ve borç tavanı tartışmaları
- Jeopolitik gerilimler ve ticaret savaşları
- ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz indirim beklentileri
- Doların küresel ölçekte değer kaybetmesi
- Merkez bankalarının agresif altın alımları
yer alıyor.
Uzmanlara göre Çin’in bu süreçte oynadığı rol kritik. Çünkü ülke, yalnızca dünyanın en büyük altın ithalatçılarından biri değil, aynı zamanda küresel finans sisteminin yönünü değiştirebilecek güçte bir aktör.
Çin neden altın alıyor?
Çin’in bu agresif altın alımının ardında birkaç önemli neden bulunuyor:
1. Doların zayıflaması
ABD’nin devasa bütçe açığı ve faiz indirimi beklentileri, yatırımcıların güvenini sarsıyor. Bu durum, “güvenli liman” olan altına kaçışı hızlandırıyor.
2. Jeopolitik belirsizlik
Rusya-Ukrayna savaşı, Orta Doğu gerilimleri ve Asya-Pasifik bölgesindeki güç dengeleri, Çin’i rezerv güvenliği için altına yöneltti.
3. Yuan’ı güçlendirme hedefi
Çin, uzun vadede yuanı uluslararası rezerv para haline getirmeyi amaçlıyor.
Altın rezervlerini artırmak, bu hedef için önemli bir güven unsuru oluşturuyor.
4. ABD yaptırımlarına karşı hazırlık
Washington yönetimi, son yıllarda finansal yaptırımları sık sık dış politika aracı olarak kullanıyor.
Çin’in altın rezervlerini artırması, ABD merkezli finans sistemine alternatif bir güvenlik ağı kurma çabası olarak görülüyor.
Altın piyasasında yeni bir “Asya ekseni” mi doğuyor?
Sadece Çin değil, Hindistan, Rusya ve Türkiye gibi ülkeler de son aylarda altın rezervlerini artırdı.
Bu eğilim, “Batı merkezli finans sistemine karşı Asya merkezli bir değer sistemi” doğabileceği yorumlarına neden oldu.
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, 2024 ve 2025 yıllarında merkez bankalarının net altın alımı 1.000 tondan fazla gerçekleşti — bu, son 50 yılın en yüksek seviyesi.
Uzmanlara göre bu tablo, “altın standardının kısmen geri dönüşü” anlamına geliyor.
Çin’in önceki duraklaması ve yeniden dönüşü
Çin Merkez Bankası, 2022 sonundan itibaren 18 ay boyunca kesintisiz altın alımı yapmış, ancak Mayıs 2024’te bu süreci kısa bir süreliğine durdurmuştu.
Kasım ayında yeniden başlayan alımlar, o tarihten bu yana her ay düzenli şekilde devam ediyor.
Bu durum, Pekin’in piyasayı izleyip stratejik zamanlamalarla hareket ettiğini gösteriyor.
Ekonomistler, Çin’in bu adımlarının yalnızca finansal değil, jeopolitik mesaj taşıdığını da vurguluyor.
Küresel yatırımcılar için ne anlama geliyor?
Çin’in art arda yaptığı altın alımları, küresel piyasalarda güvenli liman talebini daha da güçlendirdi.
Özellikle Asya merkezli fonlar, altına yönelimi hızlandırıyor.
Bu gelişmelerin yatırımcılar açısından olası etkileri:
- Altın fiyatlarında kalıcı yukarı yönlü baskı.
- Dolar bazlı yatırım araçlarının cazibesinde azalma.
- Gelişmekte olan ülkelerde merkez bankası rezerv stratejilerinde altın odaklı artış.
Uzmanlardan yorum: “Altın 2026’da 5.000 doları görebilir”
Uluslararası finans kuruluşları, Çin’in alımlarının devam etmesi halinde ons altının 2026’da 5.000 dolar seviyesini test edebileceğini öngörüyor.
Goldman Sachs ve UBS gibi dev bankalar, merkez bankası talebinin fiyatları uzun vadede destekleyeceğini belirtiyor.
Ekonomist Yunus Dündar, Çin’in son hamlesinin “küresel altın piyasasında dönüm noktası” olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:
“Çin, sadece yatırım yapmıyor, aynı zamanda yeni bir finansal düzen inşa ediyor. Bu da altını yeniden para politikasının merkezine taşıyor.”
Yeni bir “altın çağ” mı başlıyor?
Çin Merkez Bankası’nın üst üste 11 ay boyunca altın alması, küresel para sisteminde dönüşüm sinyali olarak görülüyor.
Bu tablo, doların rezerv para konumunu zayıflatırken, altının yeniden stratejik bir güç göstergesi haline geldiğini ortaya koyuyor.
Uzmanlara göre bu süreç, önümüzdeki yıllarda “dijital yuan + fiziksel altın rezervi” kombinasyonuyla yeni bir ekonomik denge yaratabilir.
Kısacası; Çin altın topluyor, dünya finansı yeniden şekilleniyor.