Kişinin kendisinin ve ailesinin çevresi, arkadaşları, dostları; hayatını nasıl yaşadığı ile direk ilgilidir. Eğer bizler kendimize, ailemize özellikle yetişmekte olan çocuklarımıza iyi ortam, iyi çevre kuramaz isek bunun sonucunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmamız muhtemeldir. Çevremizi, arkadaşlarımızı düzgün seçmeli veya düzeltmeliyiz.
Çünkü;
Bulunduğun çevre seni günahtan alıkoyabileceği gibi günaha da seni sevk edebilir.
Bulunduğun çevre iyi davranışları kazanmana vesile olacağı gibi sende olan iyi davranışların kaybolmasına da sebep olabilir.
Bulunduğun çevre dışarıdan bakıldığında senin nasıl biri olduğun ile ilgili olumlu olumsuz yargı oluşturabilir.
Bulunduğun çevre senin düzgün rotanı bozabileceği gibi yanlış rotalı gemiyi de düzeltebilir.
Bu söylediklerimiz, ortamın çevrenin önemine binaen ifade ettiğimiz olmazsa olmaz kaidelerdir.
Yaşadığımız günlerde maalesef;
Aileyi korumak asıl mesele haline gelmiştir.
Çocuklarımızı korumak asıl mesele haline gelmiştir.
Kendimizi korumakta asıl mesele haline gelmiştir.
Telefonun, internetin veya tüm sosyal ortamların bizleri çepeçevre kuşattığı günümüzde en azından ortam, çevre hususunda çok dikkatli olmak lazımdır. Bunu sağlamak için birkaç yol haritasını ve uyarıyı maddeler halinde aşağıda işleyeceğiz.
ARKADAŞ SEÇİMİ ÇOK ÖNEMLİ…
Hani atalarımız demiş ya, bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Bakıyoruz ki ecdat yine her zaman ki gibi haklı. Her zaman ki gibi doğru bakmış, doğru söylemiş.
Arkadaşını yanlış seçen kardeşlerimizin, yanlış arkadaşa benzemesi çok doğal ve normaldir. Devamlı günaha meyli olan arkadaşımızın her zaman yanında olmak, o günaha şahit olmak, sonucunda da ona benzemeyi doğuracaktır.
Hayat tecrübesi bize gösterdi ki doğru arkadaş, doğru yaşam manasına gelir.
Elbette bazı okuyucumuz şunu söyleyebilir. Bozuk arkadaşı sen düzelt. Sen onu doğru çerçeveye sok. Bu el Hak doğrudur. Ama uygulaması çok zordur. Çok risklidir. Bu hususta kendimize ciddi sınırlar çizmeliyiz. Yoksa bazı günahlarla aramızda sadece bir perde vardır. Boşluğa düşüp o perdeyi yırtmamak lazımdır.
HAYAT HEDEFLERİ ÇOK ÖNEMLİ…
Sadece dünyalık hedefler, sonunda sahte dünyalık zevkler doğuruyor. Hem şahsımıza hem çocuklarımıza sadece para kazanmak, sadece bireysel mutluluğa yönelik hedefler koymak sonunda bireyselleşmeyi ve sahte görsel mutluluğu ortaya çıkarıyor.
Sonrasında bakıyoruz ki dünyalık hiçbir şeyi eksik olmayan ailelerde boşanmalar, mutsuzluklar almış başını gitmiş. Hayat hedefini yanlış çizince de ortamın, çevren ona göre genişliyor.
AİLE MUTLULUĞU ÇOK ÖNEMLİ…
Bir babanın annenin çocuklarına sunacağı en güzel ortam mutlu bir ailedir. Gülen annenin, babanın, çocukların olduğu ev her zaman sığınılacak limandır. Elbette bu sevgiden geçer, sabırdan geçer. Ama unutmamak lazım ki aile toplumun temel taşıdır. Aile düzgün olursa biz düzgün oluruz, biz düzgün olursak toplum düzgün olur.
Ama insanın dara düştüğünde, büyük hatalar yaptığında evine dönemiyorsa vay halimize… Evimiz bizi dışarıda her türlü sıkıntı beladan koruyacak sığınacak limanımız olmalıdır.
SOSYAL ORTAM
Bu nokta çok çok önemlidir. İnsanın zevkleri, istekleri veya yönelimleri ile ilgili kendine helal çerçeve de ortam seçmelidir. Helalinden denizine girebileceği, çay içmeye gittiğinde haramın konuşulmadığı mekanları tercih etmelidir.