Şu anda, dünyanın her tarafında, İslami eğitim veren, İslam dininin her insana ulaşması için yürekten çalışma yapan, yardım eden, dua eden Müslümanlar, dünyanın en zor ve en faydalı işini yapıyorlar.
Kendini medeni sayan milletlerin akıl kayması veya akıl tutulması nedeniyle en değerli eşini, çocuğunu cehennem yakıtı olarak yetiştirebilmesi için malının birçoğunu onu cehennem hazırlamada harcamaktadır.
Çocuğunu, eğitim yoluyla kâfirleştiren baba ve anne, çocuklarını cehennem yolu üzerinde durdurup hem anne-babanın hem çocuklarının yanmaması için gönüllerine Tevhit inancını yerleştirme mücadelesi veriyorlar.
Eski kâfir topluluklar, putlarına kız çocuğunu kurban olarak takdim etmek için yedi yaşındaki ciğerparesini, süsleyip püsledikten sonra putun önünde yakarken anne, baba ve kabile mutlu oldukları gibi, günümüz medenileri de kendi çocuklarını cehenneme gönderme eğitimiyle etrafa hava atıyorlar.
Müslümanların ise sekiz milyar insanı, Allah’ın kulu, Hz. Adem’in çocuğu kabul edip, yanmamaları için çıkarılmış bir ümmet olduğumuzu haber verir Rabbimiz:
“Siz, insanlar için çıkarılan en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten yasaklar, Allah’a iman edersiniz. Ehl-i Kitap da iman etse idi, onlar için daha hayırlı olurdu. Gerçi içlerinden iman edenler vardır. Çoğunluk fasıktır.” (Al-i İmran Sûresi, ayet 3/110)
Çocuklarını kâfir yetiştirirken onları gördüğünüzde çocuğunu süsleyerek pu-tun önünde yakan baba ve anne gibi görünce, önce ta ciğerimizden yanalım ki en-gelleme gücümüzü oradan alalım.
Kâfirlerin canlarını, kendi canımız gibi bileceğiz.
Kazandığımız servetin tamamını, üstüne üstlük canımızı bu yolda vermeye hazır halde tutacağız.
Kindar olmayacağız, dindar olacağız.
Rabbimiz, Sevgili Peygamberimiz’i bize tanıtırken, “Biz, Seni ancak, âlemle-re rahmet peygamberi olarak gönderdik” buyurmuş. (Kur’an-ı Kerim, Enbiya Sûre-si, ayet 107)
Âlemlere Rahmet, Hazreti Muhammet sallallâhü aleyhi ve sellem, zor günlerde kendisini destekleyen, amcası Hazreti Hamza’nın ciğerine ok saplayan, kulaklarını, burnunu kesen, ciğerini çıkarıp ağzında dişleyen putperestler için ağlamış ama beddua etmemiş.
Onlar Müslüman olduklarında geçmişi gündeme getirmemiş.
Efendimiz, bir gün şöyle konuşmuş:
“Benim ve sizin haliniz şuna benzer: Adamın biri karanlık gecede ateş yakınca kelebekler o aleve doğru hücum ettiklerinde o ateş yakan adam, kelebekler yanmasın diye onların ateşe doğru uçmalarını engeller ya işte ben de sizin cehenneme hücum etmemeniz için kemerlerinizden tutuyorum” demiş. (Buhari, Sahih, K. Rikak bab 26, Müslim Sahih, K. fedail bab 6, hadis 2284, Tirmizi, Sünen, 5/154 hadis 2874)
“Peygamber, müminlere canlarından daha evladır. Peygamber hanımları müminlerin anneleridirler. Zevil erham (yakın akrabalar) birbirine, Allah’ın kitabında mü’min ve muhacirlerden daha evladır. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız bunun dışındadır. Bunlar kitapta yazılmıştır.” (Ahzab Sûresi, ayet 33/6)
“Ben, müminleri canlarından daha fazla sever ve korurum. Bir insan ölse
eğer malı varsa vârislerinindir. Eğer borcu var ve malı yoksa kimsesiz kalan aile efradı bana gelsin. Ben, koruyucusuyum” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Tefsir, Ahzab Sûresi, Taberi tefsiri, Ahzab Sûresi, ayet 6)
O, rahmet peygamberiydi.
Bütün Müslümanlar da rahmet ümmetidirler.