Müslümanlar kardeştir. İslam kardeşliği biyolojik kardeşlikten çok daha öte, çok daha mukaddes bir kardeşliktir. Tarih boyunca Müslümanlar bunu öyle inşa etmişler ki tüm dünyaya müthiş örnekler sunmuşlardır. Renk, ırk hiç önemli değildir. Sadece Allah’ın rızası için din kardeşi olabilmek vardır. Ben Müslümanım dedikten sonra tüm düşmanlıkların sona ermiştir. Zeyd’l Hayr (r.a.) bunun en güzel örneklerindendir.

Zeyd’l Hayr (r.a.) İslam ile şereflendikten kısa süre sonra vefat eden bir sahabedir. Belki de bu sebeple ismi çok bilinmez. Zeyd’l Hayr (r.a.) Medine’ye Hz. Peygamber ile ilk defa görüşmeye giderken Müslüman değildi. Yol üstünde kavgalı olduğu bir kabile gördüklerinde ise çok dikkatli ve gizli bir şekilde seyahat ederlermiş. İslam ile şereflenmiş olarak aynı yolu geri dönerken ise durum çok farklılaşır. Zeyd’l Hayr (r.a.) hastalanmış ve yola devam etmesi çok risklidir. Bir bölgeye geldiklerinde kavgalı oldukları bir kabileye denk gelirler. Fakat bu kabile İslam ile şereflenmiştir. Kendileri artık Müslümandır. Arkadaşları Zeyd’l Hayr’a (r.a.) aman dikkat edelim dediğinde, hayır sıkıntı olacak bir şey yok. Onlar Müslüman, biz Müslümanız. Artık kardeşiz demiştir. Ve o kabileye gittiklerinde izzeti ikram görüp, İslam kardeşliğini bina edip, düşmanlıkları unutmuşlardır. Hatta o hasta hali ile Zeyd’l Hayr (r.a.)’ı göndermek istememişlerdir. Zeyd’l Hayr (r.a.) kendi kabilesine İslam’ı tebliğ etme de geç kalmak istemediği için beklememiştir. Zeyd’l Hayr (r.a.) kısa bir süre sonra da vefat etmiştir.

Zeyd’l Hayr (r.a.)’da çok büyük örnekler vardır. Ama konumuza dönersek görüyoruz ki kavgalı olan iki kabile ben Müslümanım dedikten sonra İslam kardeşliğini tesis edebilmişlerdir. İslam kardeşliği küslükleri, dargınlıkları silip süpürmüştür.

Yaşadığımız bu günlerde ise İslam Kardeşliğini tesis etmek her şeyden çok daha önemlidir. Öyle bir dönem yaşıyoruz ki bazen ırklarımız, bazen de kendi hocalarımız, gruplarımız Allah’ın emirlerinin önüne geçmektedir. Oysa Müslümanlar hiçbir şekil ve amaç doğrultusunda ayrım gözetmeksizin İslam kardeşliğini bina etmelidir.

Yazımızın sonuna birkaç hadisi şerif ekliyoruz. Lütfen dikkatli okuyalım. Hz. Peygamber Efendimizin İslam Kardeşliğine verdiği önemi hakkıyla anlamaya çalışalım.

1. Hz. Peygamber Efendimiz; “Müminlerin birbirine karşı durumu, birbirine yaslanarak (kenetlenerek) inşa edilmiş bir bina(nın duvarları, taşları) gibidirler.” dedi. Ve Hz. Muhammed (s.a.s.) bu dayanışmayı göstermek için iki elinin parmaklarını birbirine geçirip, kenetledi.

(Buhârî, Mezâlim, 5;Müslim, Birr, 65)

2. "Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede bir vücuda benzerler. Bir organ rahatsızlandığında diğer organlar da uykusuz kalır ve rahatsızlık çekerler.” 

(Müslim, Birr, 66; Buhârî, Edeb, 27)

3. “Müslüman, Müslümanın (din) kardeşidir. Müslüman, kardeşine zulmetmez ve onu haksızlık edenin eline bırakmaz. Her kim, Müslüman kardeşinin yardımında bulunur ve onun ihtiyacını giderirse, Allah da ona yardım eder. Her kim, Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah buna karşılık onun kıyametteki sıkıntılarından birini giderir. Her kim bir Müslümanın ayıbını örterse Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter.” 

(Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58)

4. “Sizden biri, kendisi için istediği bir şeyi, kardeşi için de istemedikçe, iman etmiş olmaz.” 

(Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71)