Sonunda AKP’li dostlarımız da izledikleri politikaları sürdürmeleri halinde “yok olmalarının kaçınılmaz hale” geleceğini fark etmiş bulunuyorlar.
İşte bu nedenle “akıl olarak yenilenmemiz lazım” diye açıklamalar yapıyorlar.
Ve “Akıl olarak yenilenmeye direnirsek yok oluşumuz hızlanır” diye telaşa kapılıyorlar.
Yani “yok olmayı” peşinen kabullenmişler ama bunun hızlı bir şekilde değil de yavaş yavaş olması için “arayış” içine girmiş gibiler.
Evet, kimi AKP’li dostlarımızın ayağı yere basıyor ve gerçeği görerek tedbir almaya çabalıyorlar.
Ama kimi AKP’lilerin ise ne ayakları yere basıyor ne de gerçeklerin farkına varabiliyorlar. Onlar “dediğim dedik” diyen tipler!
Yanlış yoldasınız diyenleri “yolumuz doğru” tersleyen tipler!
AKP içinde “dediğim dedik” diyenler herkesin yanlış yolda olduğunu, bir tek kendilerinin izledikleri politikaların doğru olduğunu sanıyorlar.
Zira kendi akıllarından başkasını beğenmiyorlar.
“En akıllı biziz” havasını estiriyorlar. Ve işin en dikkat çekici yanı böyle düşünenlerin parti yönetimine hâkim olmaları!
Diğerleri bu anlayışın istedikleri kadar kendilerini yok olmaya doğru götüreceğini söyleyip dursunlar.
Yönetime hâkim olanlar hiç oralı olmuyorlar.
Bildiklerini okumayı sürdürüyorlar. Akıl olarak yenilenmeye gerçekten ihtiyaçları olduğunun bariz bir şekilde görülmesine rağmen gösterilen direniş hiç şüphesiz yok oluşlarını hızlandıracak.
Yani kimi AKP’lilerin korktukları başlarına gelmek üzere!
Şimdi iktidar partisi içinde kendilerinin alternatifsiz olduğunu düşünenlere karşı bir mücadele veriliyor.
Bugüne kadar epey mücadele veren çıktı!
Ama sonunda hepsi kendilerini kapının önünde buldular!
Bu sefer de aynısı yaşanabilir.
Yönetime hâkim olanlar kazanmış gibi görünseler de kaybedenin AKP olacağından hiç şüpheniz olmasın.
Günümüze kadar yalnız muhalefet tarafından gündeme getirilen konular artık iktidar sözcüleri tarafından da dillendiriliyor.
Ve yaklaşan tehlikeye karşı dikkat çekilmek isteniyor. Yaklaşan tehlike, elbette kaçınılmaz akıbet haline gelen yok olma tehlikesi!