Katiller, hırsızlar, ülkeleri soyup sömüren kapitalist ülkeler, kendi koydukları kanunlarını da dünyaya zorla kabul ettirdikleri halde, yine de yaptıklarının yanlış olduğunu bildikleri için baskınlarını gece karanlığında yaparlar.
Çünkü yazdıkları ve yaptıkları İlahi nurdan mahrum kaldığından karanlık kursaklarıyla ürettikleri düşünceler de karanlık olduğundan, karanlık karanlığı seçtiğinden bunu böyle yaparlar.
Karanlık yerlerde ot bile bitmez.
Yeryüzünün altında da toprak olduğu halde güneşten ışık alamadığından hiçbir şey bitmez.
Dünyanın en gelişmiş demokrasisine sahip önce İngiltere sonra Amerika diye bize yutturulan bu iki ülke sömürgenlikte ve adam öldürmede birinciliği ve ikinciliği kimseye kaptırmazlar.
Onların asıl ve en azılı düşmanlıkları Müslümanlaradır.
Osmanlı’yı yıkma formülü olan “Kur’an’ı kapat, kadını aç” uygulaması ülkemizde çok can alınmasına ve insanlarımızın bozulmasına sebep olmuştur.
Allah yolunda iken şehit edilen Müslümanların, kaybettikleri bir şey yok, kazandıkları çok şey var.
Ama Müslüman ailelerin çocuklarını ateist, deist, komünist ve binlerce “ist”leştirenler, en büyük cinayeti işlemişlerdir.
“…ist”lerimizi canlı ceset haline getirmişlerdir.
Rabbimiz, imanı “Nur” olarak tekil halinde vermiş, kâfirliğin karanlıklarını ifade etmek için “zulümat/karanlıklar” diye vermiş ve aydınlığın, ruhların gıdası olan İlahi nurun tek olduğunu kâfirliğin ise adamına göre kâfirlik olacağını:
“Dinde zorlama yoktur. Gerçekten doğruluk ile sapıklık birbirinden ayrılmıştır. Artık kim tağutu (Allah’tan başka kendisine boyun eğilen şahıs, kuruluş veya putları) inkâr edip Allah’a iman ederse o, kopması olmayan sağlam bir kulpa sarılmıştır. Allah işiticidir, bilicidir.
Allah, iman edenlerin dostudur. Onları (küfrün) karanlıklarından imanın aydınlığına çıkarır. Kâfirlerin dostları ise tağutlardır. Tağut, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarır. İşte onlar ateşin yaranıdırlar ve onlar orada ebedidirler” bildirmiştir. (Bakara Sûresi, ayet 2/256-257)
Rabbimiz, müminler için diri kelimesini kullanırken, kâfirliğin karanlığında yaşamayı seçenler için de “ölü” kelimesini kullanır:
“Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisi ile insanlar içinde yürümesi için nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinden çıkamayan kimse gibi midir? İşte böylece kâfirlere yaptıkları süslenmiştir.” (Enam Sûresi, ayet 6/122)
“Dirilerle ölüler bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere işittiremezsin.
Sen, sadece bir uyarıcısın.” (Fatır Sûresi, ayet 35/22-23)
Ruhunun gıdası ruhu yaratanın kelamından verilmeyen, kendisi gibi bir canlı cesedin beyin salgısıyla beslenen tenlerden insanlık düşmanı katiller, hırsızlar, tacizciler, tecavüzcüler, bozguncular yetiştirirken organize olanlar da devleşirler, çocuk beyniyle beslenen devler gibi devletleşirler ve dünyayı barut/ TNT fıçısı haline getirirler.
Yarın devam edecek…