Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. İnsanın muhafazası yazımızın sonuncusu ile karşınızdayız. Dünya hayatının bir imtihan yeri ve gelip geçici olduğu bilinciyle yaşantımızı Allah'ın rızasına göre yapmaya gayret ediyoruz hamd olsun. Yaşamın kurallarını belirleyen dinimiz İslam akıl değil vahiy ürünüdür. Hayatımızın merkezine Kuran ve sünneti koyarak iman ve amel edeceğiz.

Rahman Suresi 8. ayette Rabbimiz "Sakın ha, (her türlü) ölçüde taşkınlık ederek haksızlık yapmayın (dengeyi ve düzeni bozmayın) ki, siz ey insanlar! Doğruluk ve haklılık ölçüsünden şaşmayasınız. Allah'ın koyduğu, kurduğu dengeyi, düzeni
bozmayın, ölçüyü kaçırmayın" buyuruyor.

Allah'ın koyduğu ölçüyü bozmayın ki korunasınız. Adaleti sağlayalım ki hak dengede ölçüde kalsın, huzur olsun. Ölçüyü bozmak yeryüzüne felaket getirir, dengeleri alt üst eder. Küresel ısınma, kuraklık, nesli tükenen bitki ve hayvanat, mevsimlerin şaşması, tabiat azar azar ellerimizden kayıyor, kaybediyoruz.

Binaların yükselmesi, toprağı beton ile örtmemiz, doğal kaynakların azalması doğanın dengesini bozuyor. Kesilen ağacın yerine ev yaptık, hemen yanına ev yaptık derken yeşil alanları azalttık. Şimdi sıcaklığı dengeleyip serinliği getirecek, ağaçlık arıyoruz. Çözümü bilsekte doymuyoruz, para kazandırmıyor tabiatı düzeltmek. Bir ağaç için pahalı denecek fiyat biçiliyor ama keserken değeri aklımıza gelmiyor. Kesilenin yerine yapılan para kazandıracak anlayışı, ne kadar insanî ya da medenî?

Bakara Suresi 204,205. ayetlerde Rabbimiz "Dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna giden, pek azılı düşman iken, kalbinde olana Allah'ı şahid tutan, işbaşına geçince, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeğe çabalayan insanlar vardır. Allah bozgunculuğu sevmez" buyuruyor. Birileri sistemli bir şekilde yaratılan nimetlerin genetiğini değiştiriyor. Kısırlaştırıyorlar, hastalık yayıp insanlığı kırıyorlar. Dünyayı kendi inanç ve hedefleri doğrultusunda
değiştirmeye, dönüştürmeye çalışıyorlar.

Dünyevileşmiş ve nefsinin kölesi olmuş yöneticiler, dünya üzerinde planı olanlarla iş birliği yapıp, başta iktisadi programlar, tarım ve hayvancılık politikalarıyla ifsatta rol oynuyor, ortak oluyorlar.

Kurallar kurallar! Sürekli olarak güncelleniyor, güya iyileştiriliyor. Hayır asla hayır, tüm yasalar yöneticilerin üzerinde onlarıda yöneten bozguncuların senaryosuna göre belirleniyor. Her geçen gün kötüye gidiyoruz, fakirleşiyoruz, ahlaki
yozlaşma artıyor.

Dertleri insanlığı uyutarak kullanmak. Aklı selim biri eleştirsin bunların aksine yazsın, mahkemelerden kurtulamıyor. Buraya sözleri ve duyguları örtüşen Sayın Orhan Gencebay'ın bir şarkı sözünü paylaşarak devam ediyorum.

"İsyankar değiliz asi değiliz,
Ekmeğimize bile göz dikenler var.
Bu hak cinayetidir razı değiliz,
Yaşama hakkımızı gasp edenler var.
Kirli ellerini çek dünyamızdan.
Ruhunu paraya satan veren ey meçhul insan.
Maksadın bizleri yok etmek ise,
Asıl sen yok olacaksın bedduamızdan.
Hey insanlar hey dünya insanlık yok oluyor.
Sessiz mi kalacağız vahşet durmak bilmiyor.
Hepimizi yaratan bir Allah aynı Allah değil mi?
Kardeşçe birleşelim çare bizi bekliyor.
Dilimiz dinimiz ayrı da olsa biz topraktan doğmuşuz,
Aşkımız şarkımız vicdanımız aynı insanca var olmuşuz,
Allah Allah Allah diyelim,
Kötüleri yok edelim.
Allah Allah Allah diyelim,
Kardeşçe birleşelim.
Bu dünya babanın malımı senin,
Yaşayan her canlının yaşama hakkı var.
Kader hak edilendir demiş Üstad,
Allah'ın ilahi adaleti var.
Kirli ellerini çek dünyamızdan,
Utanmıyor musun hala sen bu yaptıklarından?
Dünyaya gözyaşı döktüyorsun,
Ne istersin dünyanın dert mahkumlarından..."


Kuralları değiştirerek iyilik getireceklerini söylüyorlar. Oysa ki İslam Allah'ın dinidir, kul yapısı değil. Şartlar ne olursa olsun değişmez, değiştirilemez. Dün şöyleydi bugün böyle yapalım anlayışını reddeder. Birilerinin hristiyanlık ve yahudiliği değiştirdiği anlayışı hiç değil. Bu konuya Hicr Suresi 9. ayeti örnek vermiştik, yani Kuran ve İslam Allah'ın koruması altındadır. Dokunamazsınız, siz ancak niyetinizi düzeltin, anlayışınızı düzeltin. Bir çekilin dünyamızdan, o zaman düzelir, düzeltmeye talip kalbi ve benliği imanla kaplı güzel insanlar var elbet.

İslam dini bilinsin, derslerde okutulsun diye değil yaşansın diye gönderildi. Bizlere empoze edilen yanlış ve ifsat eden yaşayış biçimini değil, dinimizin öğrettiği hayatı yani İslamı yaşamak emredildi. İşte gerçek kurtuluş, bu anlayışın peşinden gitmekle olacak, İslamı yeryüzüne hakim kılmakla olacak.

Vesselam...