Ramazan Bayramı da, Kurban Bayramı da bizim bayramımız. Yani, Müslümanların bayramı. Ne var ki, yıllardan beri içinde kan ve gözyaşı olmayan bir bayram yazısı yazamadım. Bu da beni çok üzüyor. Elbette sadece beni değil, tüm Müslümanları üzüyor. Sanki bir takım ülkeler ve yöneticileri bir diğer ifadeyle Haçlı-Siyonist ittifakı Müslümanlara barış içinde bir bayram yaptırmamak için karar almışlar. Hemen belirteyim ki, Haçlı-Siyonist ittifakının bu tutumunu yadırgıyor değilim. Onlar karakterlerinin gereğini yapıyorlar. Çünkü akrep sokar, yılan ısırır. Ancak, işin daha çok üzüntü veren yanı İslam dünyasının kan gölünde yaşamaya mecbur bırakılmasında bazı Müslüman ülke yöneticilerinin ister koltuklarını korumak için, ister uşaklıkları gereği Haçlı-Siyonist ittifakının düşmanlığını daha katmerli hale getirmekte görev alıyor olmalarını insan anlamakta güçlük çekiyor.
Suriye’de Rusya ve ABD desteğinde rejim güçleri bayramda İdlib’i bombaladı, harabeye dönmüş şehirden hayatta kalabilmiş olanlar canlarını kurtarmak için göç ediyorlar.
Yemen yıllardan beri tam bir felaketi yaşıyor. İç çatışmaları destekleyenler arasında başta Haçlı-Siyonist ittifakı olduğu gibi, bu ittifak Yemen’i bir felaket bölgesi haline getirmede bazı Müslüman ülkeleri de kullanıyor. Daha doğrusu bazı Müslüman yöneticilerden gönüllü olarak destek buluyor.
Libya’da iç çatışmalar bayram öncesi şiddetini sürdürüyor. Bu arada medyaya yansıyan haberlere göre Libya’daki muhalif lider Hafter’e Nisan ayında İsrail üzerinden BAE’ye ait kargo uçaklarının silah gönderdiği, bu gönderilen silahların Libya’daki iç çatışmaları tetiklediği belirtiliyor.
Sudan’daki darbeci yönetime karşı halkın başlattığı sivil direnişe darbeciler tarafından kanlı bir şekilde müdahale edildi. Gelen haberlere göre arife ve bayram günlerinde darbecilerin müdahalesinde hayatını kaybeden sivillerin sayısı 100’ü aşmış durumda. Kısacası, dünyanın neresinde bir çatışma varsa, kan dökülüyorsa ölenler Müslümanlar. Ne yazık ki, öldürenler de Haçlı-Siyonist ittifakının dolduruşu sonucu Müslümanlar oluyor.
Tüm bu gelişmelere bakıldığında net olarak görünen husus, Haçlı-Siyonist ittifakı İslam dünyasındaki maşaları eliyle Müslümanlara soykırım uyguluyor. Böyle bir dünyada Müslüman olarak huzur içinde olmak, kardeşlerimizin yaşadıkları karşısında yüreğimizin kan ağlamaması mümkün olabilir mi? Özellikle de Haçlı-Siyonist ittifakının sergilediği soykırım uygulamasının bilinmeyen bir yanı kalmadığı halde hâlâ İslam dünyasındaki çatışmaların son bulması için Haçlılardan yardım bekliyor olmalarının izah edilebilir bir yanı var mı? Bunun da ötesinde böyle bir yaklaşımın bir idam mahkûmunun cellâdından merhamet beklemesinden farkı kalır mı?
Bunlar yaşanırken, her türlü desteğe ihtiyacı olan Yemen ve Gazze gibi bölgelerde Müslümanların gönderdiği özellikle maddi yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasının engellemesi, gönderilen maddi yardımların bankalardan geri çevriliyor olmasının makul bir izahı olabilir mi? Böyle bir yaklaşım Haçlı-Siyonist ittifakının gözünü kan bürüdüğünü göstermez mi? Müslümanlara Müslümanların yardımını engellemenin makul bir izahı olabilir m? Bir tek izahı vardır o da açlık ve salgın hastalıkların kol gezdiği savaş bölgelerinde saldırılarda ölmemiş olan Müslümanlara bile Haçlı-Siyonist ittifakının tahammülü kalmadığını göstermez mi? Bu şartlarda acısız bayram yapmak nasıl mümkün olur?