“Ameller, niyetlere göredir” demiş Sevgili Peygamberimiz.
Niyetlerimiz, eyleme geçmeden görülmez.

Niyetlerimiz eyleme geçerken bunu, “Desinler” için yapmayacağız, Allah için yapacağız.
Niyetimiz halis, Allah için yapacağız ama bu yapacağımız eylem, Allah’ın kitabına, Resulünün sünnetine aykırı olmayacak.

Kapitalistlerin ve komünistlerin eğitim metotlarıyla ancak Biden veya Putin gibi adamlar yetiştirilir.
“Helal-haram fark etmez, çok kazanıp onu Allah yolunda harcayacağız” mantığıyla hareket edenler, kendi elleriyle kendilerini kandırarak cehennemi boylarlar.

Hacca gitmek isteyen kişi Cidde’ye veya Medine’ye kalkan uçağa binerse Mekke’ye varabilir. Amerika’ya kalkan uçağa binerek Mekke’ye varılmayacağını bilmesine rağmen, “Benim niyetim iyi, Allah da bizi niyetlerimizle değerlendirecek” diyenler kendilerini kandırırlar.

Bir tarafta Mekke’ye giden uçak varken onun yanından geçerek Amerika’ya giden uçağa binen biri iyi niyetinden değil, Allah’ı kandırmaya çalışmaktan hesaba çekilebilir.

Bazı durumlarda iyi niyetin faydası vardır. Mesela gecenin karanlığında kıblenin ne tarafa olduğunu bilemeyen, soracak birini de bulamayan bir kişi gönlünün aktığı tarafa kılar ve sabahleyin ters yön olduğunu öğrense bile namazı doğrudur ve yeniden kılması gerekmez.

Ama gündüz gözüyle güneşi görerekten, kıbleye dönen insanlara zıt hareket ederek tam aksi yöne dönüp namaz kılan kimse Allah’ı değil kendisini kandırıyor demektir.

“Usul ne ise vusul odur” demişler. Yani asansöre binen ve aşağıya basan aşağıya gider, yukarıya basan yukarıya gider.

Örnek ve önder olarak şeytanlaşmış insanları seçenler onlarla beraber dünyada zilletin, aşağılık işlerin her çeşidini yaparlar ve ahirette cehennemi boylarlar.

“Ben şarabı şerbet niyetine içerim, niyetim iyi” diyenler zıbarmaktan kurtulamadığı gibi, “Ben puthanede de olsam Rabbimle beraberim” diyenler de kurtulamazlar.

Bir zamanlar Hitler’in taktiklerini, Lenin’in yolunu, Mussolini’nin fikirlerini, darbe tekniği kitaplarını Türkiye’de bazı solak ve salak yayınevleri terceme dip basmışlardı.

Akıllarına göre okurlarını yönlendireceklerdi. Yönlendirdiler de. O metotlarla hareket eden solcu ve sağcılar dolar saymada, güzel soymada, sağcılıkta, yağcılıkta ve de eyyamcılıkta birlikte hareket ediyorlar.
Çünkü aynı kitapları okudular.

Rabbimiz ise bize örnek olarak genelde bütün peygamberleri gösteriyor ve özelde Sevgili Peygamberimizi gösteriyor:

“And olsun! Allah’ı ve ahireti uman ve Allah’ı çokça zikreden sizler için, Allah’ın Resulünde en güzel örnek vardır.

Müminler, düşman birliklerini gördüklerinde, ‘İşte Allah ve Resulünün vaat ettiği budur. Allah ve Resulü doğru söyler’ dediler. Bu onların ancak iman ve teslimiyetini artırdı.

Müminlerden öyle er kişiler vardır ki, Allah’a verdikleri sözü yerine getirdiler. Onlardan bir kısmı adağını yerine getirdi (canını verdi) kimi de (Allah için canını vermeyi) beklemektedir. (Özlerini ve sözlerini) hiç değiştirmediler.” (Ahzab süresi ayet 33/21-23)

Allah’ın koyduğu kurallara göre hareket eden ve bize de örnek olarak gösterilen Sevgili Peygamberimiz, on üç yıl sonra Medine’de devlete kavuştu, ahirette cennete kavuştu.

Bugün gazete ve televizyonlara baksanız dünyaya örnek olarak sunulan sistemin adamları, en azından beş yüz adam öldürmeden yataklarına girmiyorlar, akşam yatmadan önce yarın kaç adam öldürüleceğinin plan ve programını da kanuni olarak kurulan katillerin ellerine veriyorlar.

Katilden korunmak için katile hizmet doğru değildir.

Kendi çocuklarının tabutunu görmekten mutluluk duyan bu adamlar öldürecek adam kalmayınca sığıntıları da öldürür.

Örneğimiz ve önderimiz, Sevgili Peygamberimizin hayatını Kur’an-ı Kerim’den bir okuyuverelim.