Şeker-İş Sendikası’nın 23. Olağan Genel Kurulu Ankara’da geniş katılımla gerçekleşti. Genel kurula katılan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konusuna ilişkin sert açıklamalarda bulundu.
Atalay, Türkiye’nin şeker üretiminde kamunun rolünün hayati öneme sahip olduğunu vurgulayarak, geçmişte yapılan özelleştirme kararlarının ülkeyi büyük riske attığını söyledi.
“22 Senedir ‘Özelleştirmeyin’ Dedik, Kimse Dinlemedi”
Ergün Atalay konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Biz son 22 senedir her ortamda bu fabrikaları özelleştirmeyin dedik. Covid salgını hepimize ders oldu. Şeker stratejik bir üründür, silah gibidir.”
“Covid Olmasaydı Fark Edilmeyecekti”
Pandemi döneminde kamunun elindeki şeker fabrikalarının öneminin daha da arttığını belirten Atalay:
“Eğer şu an elimizdeki 14-15 fabrika olmasaydı, şekeri üç-dört katı fiyata almak zorunda kalırdık. Özelleştirin de görelim, yapamazsınız!”
Bürokratlar Uyardı Ama Dinlenmedi
Atalay, özelleştirme sürecinde kamu bürokrasisinden de uyarılar geldiğini ama bu seslerin görmezden gelindiğini vurguladı:
“İyi niyetli bürokratlar vardı, A’dan Z’ye her şeyi biliyorlardı. Ama özelleştirmeyi savunanlar onları muhatap bile almadı. Bize deli muamelesi yaptılar.”
“Siyaset Biter Ama Geride Bıraktıkların Kalır”
Atalay, konuşmasının sonunda özelleştirme karşıtı mücadelelerinin yalnızca ekonomik değil, milli bir sorumluluk olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu fabrikaların iyi işletilenleri de var, kötü yönetilenleri de… Ama siyaset, makam, para hepsi geçici. Önemli olan bu ülkeye ne bıraktığımızdır.”
“Şeker Üretimi Milli Güvenlik Meselesidir”
Uzmanlara göre şeker gibi temel tarım ve gıda ürünlerinde kamu kontrolünün kaybedilmesi, gıda güvenliği ve fiyat istikrarı açısından ciddi tehdit oluşturuyor.
Bu bağlamda Atalay’ın “Şeker silah gibidir” sözü, yalnızca sendikal bir tepki değil, stratejik bir uyarı olarak değerlendiriliyor.