Ülkemizin çeşitli iç ve dış sorunları var? İç sorunları, son iki yıldır korona salgını tetikledi? Salgın geçen yıla göre nispeten etkinliğini azaltmış olmakla birlikte sebep olduğu sorunlar kökünden kazınabilmiş değil. Bu arada özellikle dış konulardaki sorunlarımız da aynen devam ediyor. Arada bir sorunlu ülkelerle ilişkiler düzelir gibi olsa da sonuçta değişen bir şey olmadığı görülüyor. Çünkü özellikle çevremizi bir terör bölgesi haline getiren ülkeler, bu yaklaşımlarından vazgeçmiş değiller. Nasıl ki, 1980’li yıllarda ülkemizde bir terör örgütü ortaya çıkmış, çıkartılmış ise söz konusu teröristlere verdikleri görevde bir değişiklik olmadığı için bu örgütleri ortaya çıkartanlar bugün de desteklerini sürdürüyorlar. Bunun içindir ki, ABD, PKK’yı korumasını sürdürüyor. Bunun için teröristlerle birlikte ABD askerleri devriyeye çıkıyorlar; bunun da ötesinde ABD askerlerinin üniformaları teröristlere giydirilerek onları öldürülmekten kurtarmaya çalışılıyor. Bu arada yıllardan beri ülkemizin silah bakımından güçlenmesini engellemek için ABD her yola başvuruyor. Söz gelimi ortak ürettiğimiz uçakları teslim etmediği gibi, vermeden önce birtakım şartlar ileri sürüyor. Bu şartları kabul edersek söz konusu uçak ve silahları almanın ülkemize hiçbir faydasının olmayacağı da ortada. Kısacası, satın alacağımız uçak ve füzeleri kimlere karşı kullanmayacağımız, kullandığımızda nasıl davranmamız gerektiğini ABD belirlemeye kalkıyor ki, küstahlığın ötesinde böyle bir tavır en hafif ifadesiyle soygunculuktur. Çünkü her ülke aldığı silahları düşmanlarından korunmak için kullanır. Hâlbuki ABD, Akdeniz’deki adaların hepsini gönderdiği silahlarla Yunanistan’a silahlandırtırken, ülkemize parasını verdiğimiz uçak ve silahları şartlı vermeye kalkıyor ki, böyle bir şartı kabul etmediğimiz için teslimatı yapmıyor. Sürekli birtakım bahaneler ileri sürerek ülkemizi etkisizleştirmeye çalışıyorlar.

Aslında bunlar bilinmiyor değil. Ancak unutulmaması için tekrarlamakta fayda görüyorum. ABD’nin dost değil düşman olduğunu unutmamak gerekiyor. Çünkü ABD’den sınırlarımızı korumak için parası ile füze savunma sistemleri almak istiyoruz, vermiyor. Bunun üzerine benzer füze sistemlerini Rusya’dan aldığımızda da parasını ödediğimiz uçaklara ambargo koyuyorlar. Bahaneleri de Rus hava savunma sistemlerinin NATO ile uyumu yokmuş. İyi de aynı füze sistemleri Yunanistan’da yıllardan beri bulunuyor. Yani Yunanistan istediği kadar silahlanabilir, hatta bunun sağlanması için ABD gerektiği kadar kesenin ağzını açabilir ama Türkiye, parasını vererek bile yeni silahlar alamaz, almamalı. Böyle bir mantığı anlamak mümkün değil. Böylesine tutarsızlıkları sergileyen ve bunda ısrar eden ABD ile ilişkilerin gözden geçirilmesi gerekmiyor mu? Çünkü ABD hem bizim önümüzü kesiyor hem de kendi istedikleri gibi hareket etmemizi istiyor. Siz kimsiniz diye yüksek sesle sormanızın zamanı gelmedi mi? Gerçi eşkıya kural tanımazmış. Bu arada atılan birtakım adımlarda sadece ülkemizi oyalamaya mahsus. Söz gelimi son olarak. ABD bütçesinin görüşülmesi sırasında F-16 satışındaki şartlar kaldırılmış. Peki kaldırılmış da ne olmuş? Söz gelimi ABD F-16’ları teslim etmeye karar mı vermiş? Haberlerde bu hususta bir detay yok. Aslında söz konusu uçakların satışı ile ilgili şartlar sonradan yasaya ilave edilmişti, şimdi o ilave edilenler kaldırılmış. Bir başka bahane ile yeni yasaklar getirmeleri de söz konusu olabilecek.
Unutulmasın ki, ABD askerleri Suriye’de bir yandan teröristleri eğitmeyi sürdürürken kendi üniformalarını giydirerek korumaya devam ediyorlar. Bu şartlarda gerektiğinde düşmanlara karşı kesin tavrın konulabileceğini en azından hissettirmek gerekiyor.