Saadet Partisi kongreye gidiyor. Kongre süreçlerinde ilginç olaylar yaşanıyor. Bu, özellikle de iktidar partilerinin veya diğerlerinin bu siyasal hareketin içine dönük bir takım dolaylı ya da doğrudan müdahaleleri ve etkilemeleri oluyor. 1977 MSP Kongresi’nden itibaren günümüze kadar hemen her kongrede benzer durumlar yaşanagelmiştir. İç karışıklık gibi görünen durumların başlangıcında kimi çevreler adeta bir cendereye alarak etkilemeye, yönlendirmeye çalışmışlardır. Bu etkilemelerde bulunlar sonuçta bu yapıyla uyum sağlayamayarak kopup gitmişlerdir. Bu siyasal hareketi ve düşünce hareketini kendilerine göre yönlendirmeyi başaramayınca asıl yollarına geçmişlerdir. Bir dönem benim de aktif olarak içinde bulunduğum bu siyasal hareketin en yoğununun yaşandığı, birinci parti olduğu süreçteki yaşananları anımsıyorum. O zaman İstanbul İl Divanı’nda ben de konuşmuştum. Nazlı Ilıcak, Ali Coşkun ve o dönemin birçok liberalinin olduğu anımsanırsa, tutumum anlaşılır. Millî Görüş hareketine dışarıdan gelip katılanlara dönük söylediklerim kısaca şöyle idi: “Sizin bir düşünüş ve inanışınız olabilir. Bu, salt bir siyasal hareket değildir, aynı zamanda bir düşünce hareketidir. Bunu değiştirip dönüştürmeye kimsenin hakkı yoktur. Ancak bu hareket özünden kopmadan kendisini yenileyebilir. Liberal bir dönüşmeye izin verilemez.” Kimileri benim bu konuşmamdan rahatsız olmuştu ama genelde ilgi görmüştü.
Bugüne dönersek Millî Görüş hem bir siyasal hem de bir düşünce hareketidir. Geçmiş dönemlerde bu hareket birçok kere engellenmiş, kapatılmış, yolu kesilmeye çalışılmıştır.

Geçmiş zamanda bu harekette özde İslâm düşüncesinin inancına mensup olanların adeta kuşdiliyle konuştuğu bilinir. Harekete “Millî Görüş” denmesinin nedeni de budur. Bunu açıklarken de, “Bu milletin görüşü, inancı” denmiştir. Doğrudan İslâm ve buna bağlı olan kavramlarla ifade edilmemiştir. En belirgin olanı yapılan eylemin “cihat” olduğu söylenmekten kaçınılmamıştır.

Bugün için artık dolaylı ya da sembolik tanımlamalara gerek yoktur. Şu temel kavramlar artık rahatlıkla ifade edilebilinir.

İslâm medeniyetindeniz. Her medeniyet dini köklere yaslanır. Hıristiyanlık, Budizm, Yahudilik örneklerinde olduğu gibi. Bizim medeniyetimiz peygamberler medeniyetidir. Hazreti Adem’den başlayıp günümüze gelmektedir.

İslâm milletindeniz. Bu kavrama bugün çok daha gereksinim vardır. Çünkü ırkçılığın başını alıp gittiği, milletimizin parçalara bölündüğü, mezhepçiliklerin çatışma alanına dönüştürüldüğü bir süreci yaşamaktayız. Millî Görüş bir düşünce hareketi ise özellikle de bu kavramları tutumunu belirginleştirmelidir. Eskiden bir ayet, bir hadisten pek örnek verilemezdi ki, bugün en uçta görünen siyasal partiler de ayet ve hadislerden, Veda Hutbesi’nden, Hazreti Ömer’in adaletinden söz etmektedirler.
Millî Görüş bu milleti bir bütün olarak kucaklama şansına sahip. Toplumun hemen bütün kesimlerinin özünde ve ruhunda bu medeniyetin bir etkisi bulunmaktadır. En uç gibi görünen insanlarla güzel bir dil ile konuşulduğunda size çok da uzak olmadığı görülür.

Öz ve ruhtan kopmadan, değişmeden kendisini yenileme şansı var, bu çok gerekli. Her kesim bulunduğu kozanın içinde kalınca dışında neler olup bittiğinin farkında değildir. Kozalarında duranlar dünyayı kendilerinden ibaret sanırlar. Oysa dışarıda bambaşka dünyalar var. Bu dünyalara yabancı kalınamaz. Bunun için yeni ve özgün bir dil, bir tutum ve davranış gerekir.

Uzun süredir düşündüğüm bir durum var ki. Toplumun psikolojik, sosyolojik, etki altında bulunulan yeni zaman tarzı yeni bir dil ve bakışı gerekli kılmaktadır. Özellikle de “Arap” ve “Kürt” düşmanlığının körüklendiği şu zamanda daha özenli olunmalıdır. Bu millet bir bütündür. Vaaz kültürü ile bakışının etkisi nedir, diye kendime de soruyorum. Vaizler ve benzeri konuşma hitabında bulunanların etkisi ne kadardır?

Etkisi var ise neden camilerde vakit namazlarında üç safı geçmeyen bir cemaat olabiliyor. Oysa dışarıda sel gibi akan bir insanlık var. Onlara yabancı mı kalınacak? Asıl olan özden kopmadan, kişiliklerden ödün vermeden var olmaya bakılmalıdır.
Yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum.