BMGK kabul etti ve Gazze’de haftalardır devam eden çatışmalara karşı uluslararası bir ateşkes çağrısı resmen dile getirildi. BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, Gazze'de derhal ve kalıcı ateşkes sağlanması, ayrıca insani yardımların geçişine engelsiz izin verilmesi talep edildi. Oylamada 149 ülke tasarıya “evet”, 12 ülke “hayır”, 19 ülke ise çekimser oy kullandı.

Bu tasarı, Gazze’de yaşanan büyük yıkım, sivillere yönelik saldırılar ve yardım konvoylarının engellenmesi gibi gelişmelerin ardından, dünya kamuoyunun tepkisini yansıtan somut bir adım olarak değerlendiriliyor.

Hangi ülkeler destek verdi, kimler karşı çıktı?

Tasarıya Türkiye başta olmak üzere çok sayıda Avrupa, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkesi destek verirken; ABD, İsrail, Macaristan, Arjantin, Fiji, Mikronezya, Palau, Papua Yeni Gine, Paraguay, Tonga ve Tuvalu gibi ülkeler tasarıya karşı çıktı. Bu ülkelerin “hayır” oyu kullanması, özellikle insan hakları savunucuları tarafından sert biçimde eleştirildi.

Oylamada çekimser kalan 19 ülke ise tavır belirtmemeyi tercih ederek uluslararası baskılardan kaçınmayı seçti. Ancak bu çekimser oylar, bazı çevrelerce “sessiz onay” olarak da yorumlandı.

Tasarının içeriği neyi kapsıyor?

Kabul edilen tasarı, sadece ateşkesle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda İsrail’in uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Kurucu Sözleşmesi’ne uyması yönünde üye ülkelere çağrıda bulunuyor. Özellikle sivillerin korunması, sağlık altyapısının yeniden kurulması ve sınır kapılarının yardım kuruluşlarına açık tutulması vurgulanıyor.

“Koşulsuz ve kalıcı ateşkes” ifadesiyle, gelecekteki askeri operasyonların da engellenmesi hedefleniyor. Bu yönüyle tasarı, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için atılmış ciddi bir adım olarak görülüyor.

ABD ve İsrail’in ret oyu ne anlama geliyor?

Oylamada ABD ve İsrail’in hayır oyu kullanması, beklendiği üzere en çok dikkat çeken konulardan biri oldu. ABD, uzun süredir İsrail’e verdiği desteği bu oylamada da sürdürdü. Ancak uluslararası alanda ABD’nin bu tutumu “çifte standart” olarak yorumlandı. Zira, aynı BM çatısı altında başka coğrafyalarda yaşanan krizlerde barış çağrılarının öncülüğünü yapan Washington, bu kez çatışmanın uzamasına yol açabilecek bir duruş sergiledi.

İsrail ise oylamanın ardından yaptığı açıklamada, tasarının “tek taraflı” olduğunu ve Hamas’ı kınamayan ifadeler içerdiğini savundu. Ancak insan hakları örgütleri bu açıklamaları inandırıcı bulmadı ve İsrail’in sivillere yönelik saldırılarını görmezden geldiğini vurguladı.

İnsani yardımlar için umut ışığı doğdu

Tasarının kabul edilmesiyle birlikte en büyük umut, insani yardım geçişlerinin önünün açılması oldu. Gazze’de süregelen abluka nedeniyle hastanelere ilaç ulaştırılamıyor, çocuklar yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybediyor ve su gibi temel ihtiyaçlara erişim tamamen durmuş durumda.

Tel Aviv füze yağmuruna tutuldu! İran’dan yeni uyarı: Hayber füzeleri hazır
Tel Aviv füze yağmuruna tutuldu! İran’dan yeni uyarı: Hayber füzeleri hazır
İçeriği Görüntüle

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), tasarının geçmesiyle birlikte sınır geçişlerinde olumlu gelişmeler beklediklerini duyurdu. “Gazze halkı için bu tasarı yaşamsal önemde” diyen yetkililer, yardımların ulaştırılması konusunda üye devletlerin daha fazla sorumluluk alması gerektiğinin altını çizdi.

Bölge halkı ve dünya kamuoyundan tepkiler

Tasarının kabulü, Gazze’de savaşın ortasında yaşam mücadelesi veren insanlar tarafından umutla karşılandı. Yerel basına konuşan Filistinli bir sağlık çalışanı, “Her gün ölümlerle baş başayız. Bu karar, belki de çocuklarımızın hayatta kalması için son şansımız” ifadelerini kullandı.

Aynı şekilde dünya genelinde barış yanlısı gruplar, oylamanın ardından sosyal medya kampanyalarıyla kararı destekledi. “Gazze İçin Barış”, “Çocuklar Yaşasın” gibi etiketler trend oldu.

Türkiye’nin tavrı ve diplomatik açıklamalar

Türkiye, Gazze’deki krize dair uzun süredir aktif bir diplomasi yürütüyordu. BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada “evet” oyu kullanan Türkiye, kararın hemen ardından yaptığı açıklamada, “İnsanlık onuru adına atılmış gecikmiş ama önemli bir adım” ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye’nin hem diplomatik hem de insani yardımlar konusunda elinden geleni yapacağını belirtti. Ayrıca Türkiye, İsrail üzerinde baskı kurulması ve tasarıya uyması için diğer ülkelerle birlikte hareket etme çağrısında bulundu.

Bundan sonra ne olacak?

Her ne kadar tasarı BM Genel Kurulu’nda kabul edilmiş olsa da, bağlayıcı bir yaptırım gücü bulunmuyor. Ancak uluslararası toplumun ortak iradesini göstermesi açısından büyük bir siyasi ve ahlaki baskı oluşturması bekleniyor.

Gözler şimdi İsrail’in bu karara nasıl tepki vereceğine çevrilmiş durumda. Eğer ateşkes sağlanır ve insani yardımlar engelsiz bir şekilde ulaştırılabilirse, bu adım Gazze’deki en büyük insani krizlerden birinin hafifletilmesi için dönüm noktası olabilir.

Kaynak: Yeni Devir