Altın fiyatları 2025’te yüzde 45 yükselerek 4.000 dolar sınırına dayandı. Uzmanlara göre bu artış sadece enflasyon değil, küresel ekonomik ve jeopolitik kaygıların sonucu.
Altın fiyatlarında tarihi yükseliş
Altın piyasasında son dönemlerde yaşanan gelişmeler, yatırım dünyasında büyük yankı uyandırıyor. 2025 yılı içerisinde yüzde 45’lik yükseliş kaydeden altın, 3.800 dolar seviyelerini test ederek tarihi rekorlara imza attı. Küresel piyasalarda gözler artık 4.000 dolar psikolojik direncine çevrildi.
SPI Asset Management yöneticisi Stephen Innes, altındaki yükselişi “tarihi ve ürkütücü” olarak nitelendiriyor. Ona göre bu yükseliş yalnızca enflasyon kaynaklı değil; küresel finans sistemine duyulan güvenin zayıflamasından da besleniyor.
1979 ile benzerlik: Ekonomik ve jeopolitik endişeler
Uzmanlar, altındaki mevcut hareketi 1979’daki büyük yükselişle kıyaslıyor. O dönemde enflasyonla mücadelede umutsuzluğa kapılan yatırımcılar altına yönelmiş ve fiyatlar bir yıl içinde ikiye katlanmıştı.
Innes’e göre bugünkü tablo farklı bir temele dayanıyor:
- 2011’deki yükseliş, parasal genişleme (QE) ve para basma korkusundan kaynaklanmıştı.
- 2025’teki yükseliş ise daha stratejik. Merkez bankalarının dolar bağımlılığını azaltma çabası bu ralliyi besliyor.
Merkez bankalarının altın iştahı
Altının yükselişinde merkez bankalarının alımları kritik rol oynuyor. Çin’in Şanghay’ı alternatif bir rezerv merkezi olarak açması, sembolik olsa da küresel sisteme verilen net bir mesaj: “Altın, yeni dönemin güvenli limanı olacak.”
Bu gelişmeler, yalnızca bireysel yatırımcıların değil; devletlerin, varlık fonlarının ve uzun vadeli kurumsal yatırımcıların da altını tercih ettiğini gösteriyor.
Fed’in politikaları ve doların zayıflaması
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) son faiz indirimleri de altının cazibesini artırıyor. Başkan Jerome Powell’ın “riskten arınmış bir yol yok” sözleri, yatırımcıların doların değer kaybı riskini yeniden gündeme almasına yol açtı.
Innes, “ABD borsalarındaki yükseliş bile parasal gevşeme beklentisinin bir yansıması. Para arzı genişliyor ve itibari paraların güvenilirliği aşınıyor” diyor.
Altının psikolojik sınırı: 4.000 dolar
Altın fiyatları şu anda 3.729 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Ancak uzmanlara göre 4.000 dolar seviyesi, yalnızca teknik değil aynı zamanda psikolojik bir sınır.
Bu seviyenin aşılması halinde:
- Küresel yatırım fonlarının portföylerinde altına daha fazla yer ayırması,
- Jeopolitik krizlerde güvenli liman algısının daha da güçlenmesi,
- Diğer değerli metallerin de (gümüş, platin) altınla birlikte yükselişe geçmesi bekleniyor.
Yatırımcılar için mesaj: “Altını görmezden gelmeyin”
Innes’in dikkat çektiği en önemli nokta, altının verdiği mesajın ekonomik sistemin kırılganlığına işaret etmesi. Ona göre:
- 1979 bir korku yangınıydı.
- 2011 bir perakende yatırımcı paniğiydi.
- 2025 ise küresel düzenin yeniden kalibrasyonu.
Bu nedenle altındaki yükseliş yalnızca kısa vadeli bir al-sat hareketi değil, uzun vadeli stratejik dönüşümün işareti olabilir.
Altın fiyatlarını etkileyen faktörler
Altının 2025’teki rallisini tetikleyen başlıca unsurlar şöyle sıralanıyor:
- Merkez bankalarının rezerv çeşitlendirmesi
- Jeopolitik riskler (Orta Doğu, Asya-Pasifik gerilimleri)
- Doların zayıflaması ve parasal genişleme politikaları
- Yatırımcıların güvenli liman arayışı
- Fiat para birimlerine duyulan güvensizlik
Küresel ekonomide yeni dönem mi?
Altının yükselişi, sadece değerli metaller piyasası için değil, aynı zamanda küresel finansal düzen için de önemli bir sinyal. Pek çok ekonomiste göre bu hareket, dolar merkezli finans sisteminin zayıfladığına işaret ediyor.
Çin, Rusya, Hindistan gibi büyük ekonomilerin dolar bağımlılığını azaltmaya çalışması, altını rezervlerin yeniden yapılandırılmasında kilit oyuncu haline getiriyor.
Tarihi fırsat mı, risk mi?
Altının 4.000 dolara doğru yükselişi, yatırımcılar için hem fırsat hem de risk barındırıyor. Kısa vadede fiyat dalgalanmaları sürse de uzun vadede merkez bankalarının stratejik hamleleri altının cazibesini artırıyor.
Stephen Innes’in uyarısı net: “Altının verdiği mesajı görmezden gelen, küresel finansın geleceğini de yanlış okuyabilir.