YFA Tekstil iflas ettiğini duyurdu. Türkiye tekstil sektörünün köklü şirketlerinden biri olan YFA Tekstil, yaşadığı mali zorluklara daha fazla direnemedi. 34 yıllık üretim geçmişine ve yıllık 12 milyon parçalık üretim kapasitesine sahip olan şirket, yaklaşık 700 çalışanını belirsizlikle karşı karşıya bıraktı. Uzmanlar, bu iflasın tekstil sektöründe domino etkisi yaratabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
34 yıllık üretim devinin çöküşü
1991 yılında kurulan ve kurulduğu günden bugüne Türkiye'nin en önemli tekstil üreticileri arasında yer alan YFA Tekstil, ekonomik koşulların ve sektörde yaşanan dalgalanmaların kurbanı oldu. Uzun yıllar boyunca pek çok markaya üretim yapan şirket, yıllık 12 milyon parça üretim kapasitesiyle dikkat çekiyordu.
Ancak son yıllarda yaşanan döviz kurundaki dalgalanmalar, artan maliyetler, küresel talepteki daralmalar ve finansman sorunları, şirketin kapılarına kilit vurdurdu.
700 çalışanı ne bekliyor?
YFA Tekstil’in iflası, yaklaşık 700 çalışanı doğrudan etkiliyor. Birçok aile, aylık gelirinin kesilmesiyle beraber işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle aile bütçelerini bu işe göre ayarlayan çalışanlar, gelecekte ne yapacaklarını bilememenin tedirginliğini yaşıyor.
Ekonomi uzmanlarına göre, bu durum sadece şirket çalışanlarını etkilemekle kalmayacak. Yan sanayi, tedarikçiler ve diğer sektör bileşenleri de yaşanan bu iflastan nasibini alacak.
İflas kararının sektöre etkisi ne olacak?
YFA Tekstil’in iflası, Türkiye’nin tekstil sektöründe son dönemde görülen zorlukların bir örneği. Uzmanlar, artan üretim maliyetleri, dövizdeki dalgalanmalar ve küresel piyasalardaki daralmalar nedeniyle birçok işletmenin iflas riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Ekonomi analistlerine göre, bu durumun devam etmesi halinde istihdam kayıpları kaçınılmaz hale gelecek. Bunun yanı sıra, pek çok işletmenin finansman sorunuyla boğuştuğu bir dönemde, YFA Tekstil’in iflası sektör için bir uyarı niteliği taşıyor.
Uzmanlardan dikkat çeken uyarılar
Ekonomi ve tekstil alanında faaliyet gösteren uzmanlar, yaşanan iflasların yalnızca bir şirketin çöküşü anlamına gelmediğini, tüm tedarik zincirine yayılan bir tehdit olduğunu vurguluyor.
Özellikle düşük kâr marjlarına ve yoğun rekabete maruz kalan şirketlerin, finansman sorunu yaşaması durumunda ayakta kalmasının çok zor olduğunu belirten uzmanlar, şunlara dikkat çekiyor:
- “Artan maliyetler, şirketleri darboğaza sokuyor”
- “Döviz kurundaki dalgalanmalar finansal dengeyi bozuyor”
- “Küresel talepteki daralmalar siparişlerin azalmasına neden oluyor”
Uzmanlara göre, devletin tekstil sektöründe koruyucu ve geliştirici adımlar atması artık bir tercih değil, zorunluluk haline gelmiş durumda.
Devlet desteği ve yapısal reform şart
YFA Tekstil’in iflası sonrasında sektör temsilcileri, hükümete ve ilgili kurumlara acil müdahale çağrısı yaptı. Özellikle:
- İşsiz kalan çalışanlar için geçici gelir desteği sağlanması,
- Tekstil sektörüne düşük faizli finansman paketleri sunulması,
- İhracata dönük işletmelere vergi kolaylıkları tanınması,
- Sektördeki firmalar için yeniden yapılandırma imkânı sunulması,
gündeme alınması gereken öncelikli çözümler arasında gösteriliyor.
Domino etkisi riski nedir?
YFA Tekstil’in iflası, bir şirketin çöküşünden çok, bir ekosistemin tehlikeye girmesi anlamını taşıyor. Tekstil sektöründe birbirine bağlı çok sayıda işletme bulunuyor. İplik üreticisinden boyahaneye, kumaş tedarikçisinden nakliye şirketine kadar birçok işletme, tek bir şirketin iflasıyla ciddi bir risk altına girebilir.
Domino etkisi, bu işletmelerde oluşacak nakit akışı sorunlarını, istihdam kayıplarını ve finansal çöküşleri tetikleyebilir. Uzmanlar, sürdürülebilir bir tekstil sektörünün devamı için acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.
Küresel piyasalardaki daralma ve türkiye’ye etkisi
Küresel piyasalarda yaşanan daralmalar, Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok gelişmekte olan ülkeyi etkiliyor. Tekstil sektörü de bu etkiden nasibini alan alanlardan biri.
Özellikle Avrupa pazarındaki siparişlerin azalması, Türkiye’deki birçok üreticinin kapasite küçültmesine veya üretimini durdurmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra, enerji maliyetlerindeki artış ve döviz kurundaki istikrarsızlık, şirketlerin faaliyetlerine devam etmesini oldukça zorlaştırıyor.