Yaşanan büyük deprem felaketinin ardından muhalefet, yetkili isimlerden bir “istifa” haberi beklerken yandaşlar suçluyu hemen buldular ve ilan ettiler!
Yandaşlara göre yaşanan büyük deprem felaketinin suçlusu muhalefetin ta kendisi!
Yandaşlar “muhalefetin iktidarın yapmak isteği hizmetleri engellemesi yüzünden” depremde verilen zayiatın arttığını söylüyorlar.
Yani iktidar önlem almak istedikçe muhalefetin karşı çıkarak depremin büyük bir afete dönüşmesine neden olduğunu ileri sürüyorlar.
İktidarın “kentsel dönüşüm” için kolları sıvadığını ama muhalefetin buna karşı çıkarak engellediğini iddia ediyorlar. İyi güzel de şu “imar affı” denilen şeyi kim çıkardı?
Böyle bir af çıkararak vatandaşların büyük bir sorununu çözmüş olduklarını kim ilan etti?
Yandaşlar iktidarı savunurken öyle ileri gidiyorlar ki adeta “kraldan çok kralcı” kesiliyorlar.
İktidar adına yapılan açıklamalarda “her şeyin farkında olunduğu” söylenirken, “ilk günlerde birtakım aksaklıkların yaşandığı” ifade edilirken hatta “helallik” istenirken yandaşlar bu açıklamaları görmezden gelip yaşanan deprem felaketinin sorumluluğunu muhalefetin üzerine yıkmakta birbirleriyle yarışıyorlar.
Yandaşlar bu yaklaşımları ile muhalefeti susturabileceklerini sanıyor olmalılar!
Hani meşhur bir söylem vardır.
“Yukarı mahallede bir yalan söyle, aşağı mahallede kendin de inanırsın” denilir.
Galiba şimdi de böyle bir şey yaşanması bekleniyor!
Bundan otuz yıl önce, kırk yıl önce olsa yandaşların bu beklentisi karşılık bulabilirdi.
Ama günümüz şartlarında herkes her şeyi anında öğreniyor.
Yani kulaktan dolma bilgilerle değil birebir haberleşmelerle her şey anında duyuluyor, öğreniliyor, biliniyor. Kim “ne yapmış” ya da “ne yapamamış” her şey gözler önünde cereyan ediyor. Yandaşları anlamaya çalışıyoruz.
Böylesine büyük bir felaketin sorumluluğunu üstlenmek elbette kolay bir şey değil!
“Bizler de sorumlu makam ve mevkilerde olsak sorumluluğu paylaşacak ya da üzerine yıkacak birilerini” arardık diye düşünüyoruz.
Ancak yandaşların işi abarttığını da görmezden gelemiyoruz.
Bari savunuculuğunu yaptıkları kişilerin açıklamalarına kulak verseler ve onlara rağmen bir şey söylemeseler diyoruz.