Yaşadığımız büyük deprem felaketinin ardından yerbilimciler uyarılarda bulunmaya devam ediyorlar.
Bugüne kadar nerelere dikkat çekmişlerse oralarda büyük felaketler yaşanan yerbilimciler, şimdi de İstanbul bölgesi için uyarılarda bulunuyorlar.
Ve vakit geçirilmeksizin tedbir alınmasını istiyorlar.
Ancak yerbilimcilerin uyarılarının işe yaradığı söylenemez.
Hatta bu uyarıların beş para etmediği bile söylenebilir.
İstanbul’da binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi ne kadar önemliyse bölgedeki yerleşik insan sayısını azaltmaya çalışmak da bir o kadar önemli olsa gerek!
Peki, biz neye tanık oluyoruz?
Tam aksinin yapıldığını görüyoruz.
Sürekli olarak yerleşik insan sayısını azaltma yerine yerleşik sayısını artıracak adımlar atılıyor.
Mesela Merkez Bankası ve öteki devlet bankaları İstanbul’a taşınmak isteniyor.
Yani İstanbul, finans sektörünün merkezi haline getirilmeye çalışılıyor!
İstanbul bölgesindeki yapı stokunun bir anda yenilenmesinin güçlükleri ortada ama yerleşik nüfusun kontrol edilebilmesi elimizin altında olan bir kolaylık!
Ne var ki bu kolaylığın değerlendirildiğini söylemek mümkün değil!
Ülke yönetiminde söz sahibi olanların bu yolda bir gayretleri olduğu görülmüyor.
Sürekli olarak yerleşik nüfusu azaltma yerine çoğaltmayı hedef alan adımlar atılıyor.
“Çılgın proje” diye adlandırılan “Kanal İstanbul” projesi bile başlı başına İstanbul’un yerleşik nüfusunu katlayacak bir adım.
Henüz bunun farkına varıldığı söylenemez.
Asıl çılgın projenin “köye dönüş projesi” olacağı şu günlerde kavranabilmiş değil.
Deprem bölgesindeki köylerde yıkılan evler yeni baştan yapılırken “köye dönüş projesinin” de gündemde olması ve bu konuda yönlendirilme yapılması gerek!
Evet, yerbilimciler uyarı üstüne uyarı yapıyorlar.
Ancak yetkililerin bu uyarılardan gerektiği gibi istifade ettiklerini söylemek mümkün değil.
Sadece inşaat sektörüne ağırlık verilerek bu sıkıntılardan kurtulmak elbette söz konusu olamaz.
Öncelikle fay hatları üzerindeki ya da yakınındaki yerleşim alanlarında nüfus yoğunluğunu düşürücü önlemlerin de alınması gerek!
Bu bölgelerde nüfus yoğunluğu asgariye indirilmelidir.