ABD Başkanı Donald Trump, New York Times’ı kendisi, ailesi ve iş imparatorluğu hakkında “yalan haber ve iftira” yapmakla suçladı. 15 milyar dolarlık dava açtı.
Trump New York Times’a neden dava açtı?
ABD Başkanı Donald Trump, uzun süredir hedefinde olan New York Times gazetesine karşı en sert adımı attı. Trump, gazetenin kendisi, ailesi, şirketleri ve politik hareketi hakkında yalan haber yayımladığını, belgeleri çarpıttığını ve kamuoyunu yanıltıcı içerikler servis ettiğini iddia ederek 15 milyar dolarlık tazminat davası açtı.
Trump, Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün, ülkemizin tarihindeki en yozlaşmış gazetelerden biri olan New York Times’a karşı, 15 milyar dolarlık iftira ve karalama davası açmanın onurunu yaşıyorum” ifadelerini kullandı.
Trump’ın suçlamaları neleri kapsıyor?
Trump’a göre, gazete yalnızca eleştiri sınırını aşmakla kalmadı, aynı zamanda siyasi amaçlı bir propaganda makinesi haline geldi.
- New York Times’ın Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris’i desteklemek için taraflı yayın yaptığını, hatta Harris’in seçim kampanyasını ön plana çıkararak “tarihi boyutta bir yasadışı seçim desteği” sunduğunu savundu.
- Gazetenin kendisi hakkında on yılı aşkın süredir sistematik şekilde yalan haber ürettiğini öne sürdü.
- Trump ayrıca, gazetenin belgeleri ve görsel materyalleri manipüle ederek “sofistike bir iftira kampanyası” yürüttüğünü söyledi.
Trump’ın Truth Social paylaşımı
Trump paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Times gazetesi yıllardır benim, ailemin, şirketlerimin ve MAGA hareketimizin üzerine yalanlarla geliyor. Bunu artık durduruyorum. Yalan haber dönemi sona erecek.”
Açıklamasında sık sık “korrupt” (yozlaşmış) kelimesini kullanan Trump, New York Times’ın bir zamanlar saygın bir gazete olduğunu ancak artık “partizan ve güvenilmez bir yayın organına” dönüştüğünü öne sürdü.
Hukuki süreç nasıl ilerleyecek?
Trump’ın avukatları, davanın iftira, karalama ve seçim yasalarının ihlali başlıklarıyla açıldığını belirtti. Ancak ABD’de ifade özgürlüğü kapsamı oldukça geniş olduğundan, Trump’ın açtığı davanın uzun ve tartışmalı bir süreç yaratacağı öngörülüyor.
Amerikan hukukunda iftira davaları genellikle “gerçeğe aykırı beyanın kasten yapılması” kriterine dayanıyor. Bu nedenle Trump’ın iddialarını kanıtlamak için güçlü deliller sunması gerekecek.
New York Times’tan ilk tepkiler
Gazeteden henüz resmi bir açıklama yapılmazken, kulislerde Times yönetiminin davayı “siyasi bir hamle” olarak gördüğü konuşuluyor. Daha önce de Trump ile New York Times arasında defalarca gerilim yaşanmış, Trump sık sık gazeteyi “fake news” (sahte haber) olarak nitelemişti.
Trump ve medya arasındaki savaşın geçmişi
Donald Trump, başkanlık kariyeri boyunca medya ile gergin bir ilişki sürdürdü. CNN, Washington Post ve özellikle New York Times, Trump’ın en sert eleştirilerinin hedefindeydi.
2016 seçimlerinden bu yana Trump, Times’ın “tarafsızlığını yitirdiğini” sık sık dile getirdi. Özellikle mali belgeleri ve aile şirketleri hakkındaki araştırma dosyaları Trump’ın öfkesini artırdı.
Kamala Harris detayı neden önemli?
Trump’ın açıklamalarında en çok dikkat çeken nokta, Kamala Harris vurgusu oldu. Trump, New York Times’ın Harris’i seçimlerde ön plana çıkardığını ve bunu gazetenin “tarihi bir müdahalesi” olarak tanımladı.
Trump’a göre bu durum, yalnızca basın özgürlüğü çerçevesinde bir destek değil, aynı zamanda “yasadışı bir kampanya katkısı” anlamına geliyor.
Uzmanların yorumu: “Dava uzun sürecek”
ABD’de medya ve hukuk uzmanları, davanın yıllar sürebileceğini belirtiyor. Bazı uzmanlara göre, Trump’ın bu adımı asıl olarak siyasi mesaj vermek ve tabanını konsolide etmek için attığı değerlendiriliyor.
Columbia Üniversitesi’nden hukuk profesörü Mark Stevens, “Trump bu davadan maddi kazanım elde etmeyebilir. Ancak medya ile olan savaşını siyasi bir silah olarak kullanıyor” dedi.
Seçim sürecine etkisi
Trump’ın açtığı dava, ABD’de yaklaşan seçim sürecinde tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor.
- Cumhuriyetçi seçmenler Trump’ın bu hamlesini, “yalan haberlere karşı cesur bir duruş” olarak değerlendirebilir.
- Demokratlar ise davayı, “basın özgürlüğüne saldırı” olarak görebilir.
Bu tablo, Trump’ın seçim stratejisinin bir parçası olarak yorumlanıyor.