Depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 32 bine yaklaşırken görünen o ki, bu büyük felaketin sorumlusu birkaç müteahhitten ibaret kalacak. Hemen belirteyim ki, sorunun bu noktaya getirilmesi şimdiye kadar hep olduğu gibi sorunun çözümünün yine ertelendiği anlamına geliyor. Çünkü böylesine büyük bir felaketin tek sorumlusu olarak birkaç müteahhidin gösterilmesi şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da soruna köklü çözüm bulunmayacağı anlamına geliyor. Çünkü ister konut ister işyeri olsun bir binanın sağlam ve dayanıklı olmasını sağlayan pek çok unsur ve sorumlu bulunuyor. Bu sorumluluk zincirinden aradan bir tekini çekerseniz soruna çözüm bulduğunuz anlamına gelmez, gelmiyor.
Yaşadığımız afette hayatını kaybedenleri geri getirmek mümkün değil ama bundan sonrası için ders çıkarmak, yaşanacak depremlerde tahribatı azaltacak hususların tespiti işe yarayacaktır. Çünkü görünen o ki, daha doğrusu medyaya yansıyan haberlere bakıldığında ülkemizde büyük depremden etkilenmeyen 10 binlerce bina da var. Yani depremi hafifletecek bilgi ve beceriye bizim insanımız da sahip. Ancak bu bilginin sahaya yansıtılmasında bir sorun olduğu görülüyor. Aradan bir hafta geçtikten sonra TOKİ tarafından yapılmış binalarda yıkım olmadığı haberleri gündeme geliyor. Böylesine bir bilgiye sahip isek ve bunun uygulanmasını yıllardan beri ülkemizde sürdüren bir devlet kurumu da varken neden bu işin kontrolü sağlanamıyor? Yoksa gerçekten tüm konutların belli bir standarda uygun yapılması birlerini rahatsız mı ediyor? Çünkü medyada öylesine iddialı başlıklar var ki, bir tarafta toprak ve kum yığını haline gelmiş yerleşim yerleri bir tarafta, daha doğrusu hemen yanı başında raftaki bir tabak dahi düşmeden depremi atlatmış binalar… Hemen belirteyim ki, gerçekten son büyük depremde yerle bir olmuş şehirleri bırakın binanın çökmesini ve tahrip olmasını, raflardaki tabaklar bile düşmeyecek şekilde binalar varsa, bunun ölçü alınması ve tüm yapılan binaların buna göre yapılmasını istemek ve uygulanmasını sağlamak çok mu zor?
TOKİ konutlarının bu büyük depremden etkilenmemiş olması insanı mutlu ediyor. Ancak böyle bir imkânın tüm konutlarda hayata geçirilmesinin temin edilmiyor olması ciddi bir ihmali ve çıkar ilişkisini akla getiriyor ki; bu da insanı üzüyor. Bu bakımdan yaşadığımız felaketi doğru değerlendirmeden bizi alıkoymamalı. Eğer bu durum gerçeği görmemizi engelleyecek olursa benzer felaketleri tekrar tekrar yaşayacağız demektir. 30 binin üzerinde insanımızın hayatını kaybettiği böyle bir felaket doğru değerlendirilmiyor olursa ister istemez yeni felaketlere ülkemizi açık bırakır. Unutulmasın ki, TOKİ ülkemizde konut üretiminde önemli bir faktör olarak görev yapıyor. Eğer TOKİ konutları ile ilgili haberler doğru ise bundan böyle yaşanacak depremlerde böylesine büyük kayıpların yaşanmaması gerekiyor. Bu arada birkaç müteahhidi sorumlu tutarak inşaat sektöründe zincirin diğer halkalarını bir kenara bırakmak ister istemez soruna köklü çözüm bulunmasını engelleyecektir. Sonuç olarak böylesine acıların yaşandığı bir felaketten ders almadan unutulmaya terk edecek olursak bilinsin ki, sadece kendimizi kandırmış oluruz. Çünkü birkaç müteahhidi yakalayıp mahkemeye vermek 30 bini aşkın insanın hayatını kaybetmiş olmasının cezasının kesildiği anlamına gelmez. Özellikle bu işin kontrolünde görevli merkezi yönetim ve belediyelerle ilgili ayağındaki sorumluların görmezden gelinmesi, bu derdin devam edip gideceği anlamına gelmez mi?