Sömürgeciler Sadece Çıkarlarının Peşinde

Abone Ol

Haçlılar, İslam dünyası söz konusu olduğunda sadece sömürü penceresinden bakarlar, ona göre bir takım kavramları kullanırlar. Dün bir gazetede, “Ege adalarında ABD çıkarları esas alındı” başlığı altında yer alan haber, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’ın bir açıklamasına dayandırılıyordu. Son zamanlarda Ege ve Akdeniz’deki adalar gündem oluşturduğu için sözcü sorulan bir soru üzerine bu anlama gelen bir cümle kullanmış. Dünya üzerinde sadece ABD değil tüm sömürgeci güçler sadece çıkarlarını düşünür, ona göre hareket ederler. Hatta bu hususta gelişmeler dikkatlice incelenirse açıkça görülür ki, diğer sömürgeci güçler de sadece kendi çıkarlarını düşünür, ona göre hareket ederler. Bu arada özgürlük, demokrasi, insan hakları ve ülkelerin bağımsızlığı üzerine atılan nutuklar sadece gerçek niyetlerini gizlemeye dönüktür.

Ancak, çıkarları için yaptıkları ile söyledikleri farklı olabilir, hatta bu uğurda rahatlıkla yalan söyleyebilirler. Bu arada ülkelerle ilişkilerinde farklı, hatta çelişkili söz ve davranışlardan da kaçınmazlar. Söz gelimi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “ Yunanistan’ın uluslararası anlaşmaları ihlal etmek üzere kullandığı ABD ekipmanı konusunda herhangi bir koşul yok mu?” sorusuna, “Dünya çapında müttefik ve ortaklarımıza sağladığımız güvenlik yardımlarını her zaman yakından izliyoruz” cevabı üzerine AA muhabirinin, “Silahlarını nereye konuşlandıracağı ülkelere kalmış bir şey ise Türklere neden S-400’leri konuşlandırtmıyorsunuz?” sorusu üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü şu karşılığı veriyor: “Bunun sonuçlarının olacağını da açıkça ilettik.”

Kısacası ABD’nin ülkeden ülkeye farklı tavır sergilediğini ifade etmiş oluyor. Kaldı ki, bu köşede sıkça dile getirdiğim gibi Haçlılar hemen her konuda birlikte hareket ediyor, birbirlerine destek veriyorlar. Bu gerçeği gözden kaçırmak, dış politikada ipin ucunun kaçırılması anlamına geliyor.

Bunun ötesinde ABD ve Rusya’nın yaptıkları hatırlandığında görülür ki, ABD ve Rusya dünya üzerinde zaman zaman işgaller yapmışlar, bu işgaller konusunda da birbirlerine destek vermişlerdir. Kısacası, sömürgeciler bir yandan Haçlı dayanışması sergilerken öbür yandan özellikle de İslam dünyasının sömürülmesi konusunda tam bir dayanışma içindedirler. Böyle olmasaydı son olarak Rusya Ukrayna’da 4 bölgeyi ilhak kararı alabilir miydi? Geçmişte de Afganistan Rusya tarafından işgal edilmiş, ABD’nin sesi çıkmamıştı. Sonraki yıllarda Rusya Afganistan’dan çekildi yerini ABD ve müttefikleri aldı. Bu arada ABD ve müttefikleri Irak’ı işgal etti ve işgali hâlâ sürdürüyorlar. Aynı ABD ve Rusya Suriye’yi de aralarında paylaşmış durumdalar. Bu arada bu sömürgecilerin Siyonistlerin her gün işledikleri cinayetler ve akıttıkları Müslüman kanı karşısında hiçbir tepki vermiyor olmaları, BM’nin aldığı kararları İsrail’in hiçe saymasından rahatsızlık duymadıkları da hatırlandığında sömürgecilerin sırt sırta bir dayanışma sergilediklerini görmek mümkündür. Öyle anlaşılıyor ki, Haçlılar ve Siyonistler için Müslüman kanı akmasının karşı çıkılacak bir yanı yok. Böyle olunca ister istemez Müslümanların en kısa zamanda birlik oluşturması ve İsrail’e haddini bildirmeleri gerekiyor. İsrail’e haddinin bildirmenin aynı zamanda Haçlılara haddini bildirmek anlamına geleceği düşünüldüğünde, artık İsrail’in akıttığı Müslüman kanı karşısında yapılacak sözlü açıklamaların artık bir işe yaramadığını, bunun yerine Haçlı ve Siyonistlere anlayacakları dilden konuşmanın zamanının çoktan geldiğini İslam dünyasının görmesi gerekiyor.