Türk siyasetinde kimler geldi, kimler geçti. Kimileri siyasi tarihe ismini altın harflerle yazdırdı, kimileri kara leke olarak sayfaları işgal etti. Bundan sonra da bu minval üzere devam edecektir.
Kimileri dünyevi menfaat, kimileri de uhrevi bir dava uğruna siyaset yaptı. Kimileri kendi kasalarını doldurup, deveyi hamuduyla götürdü. Kimileri de Hakkın rızasını gözeterek, kul hakkına riayet etti.
Bugünden geriye bakıldığında geçmiş siyasilerden ismi hayırla yaadedilen niceleri var. Bunun yanında ismi hiç anılmayanlar da var. Onlar ise tarihin tozlu sayfalarına gömülüp gittiler. Tabi ihanetleri ile yaadedilenler de yok değil.
...
Bugünkü siyasiler, siyasi tarihi hiç okumuyorlar mı acaba diye insan bazen düşünmeden edemiyor. Tarih sayfalarına ismini altın harflerle yazdırmak da var, bir kara leke olarak sayfaları işgal etmekte...
Bugün hilelerle, yalan dolanla, yaptıkları büyük tahribatları küçük imaretleri arkasına saklayıp milleti yanıltmakla iyi bir siyasetçi olma çabası var. Bunun adına ihanet siyaseti denmez de ne denir.
Bugün kendinizi sözüm ona makyaj yaparak millete sevimli gösterebilirsiniz, ancak gelecekte bu güne bakanlar sizi hayırla yad etmeyecektir.
Bugün siyasette geçmişte örneği olmayan bir duruş yaşanıyor maalesef! Olmaması gereken şeyler yaşanıyor. Bu kadar da olmaz dedirten şeyler yaşanıyor!..
Siyasette yalan olur mu?.. Olmamamsı gerekir ancak, oluyor işte. Hadi buna alışığız.
Siyasette talan olur mu?.. Olmaması gerekir ancak o da oluyor. Hadi buna da alışığız.
Peki, iftira olur mu?.. O da olmaması gerekir ama oluyor işte. Hadi diyelim buna da alışığız.
Bütün bunlar bu ülkede yaşanıyor, olmazsa iyi ama, olyor işte.
Yalnız bu gün hiç yaşanmamış şeyler yaşanıyor. Bu gün yaşanan iftiranın da ötesinde bir şey. Nasılsa tarifi bile zor. Doğrusu akıl alacak gibi değil!
Biraz argoca olacak ama, kendi yediği naneleri başkası yemiş gibi göstermeler, ya da yapacaklar gibi lanse etmeler. Yani kısacası kendi hatalarını başkalarına mâl etmeler. Bugün siyasi rakibine demediğini bırakmayıp, ertesi gün tükürdüğünü yalamalar... Bu nasıl bir anlayıştır? Böyle bir siyaset ne duyulmuş ne de görülmüştür. Vallahi şeytan bile imtina eder bu iftira ötesi yakıştırmalardan. O bile hicap eder böylesine omurgasızlıktan...
Siyasetin de bir ahlakı olmalı. Bir duruşu bir vizyonu olmalı. 'Her yol mübah' anlayışı en azından tarihe ihanettir. Oysa tarihe bakıldığında ecdat asırlarca bırakın ülkeyi dünyaya adaletle hükmetmiş... Böyle bir tarihe bu günkü siyaset yakışıyor mu? Yakışmıyor tabiki de.
Bu ülke, bu millet bu çamur siyaseti haketmiyor vesselam...