Teknoloji

Projeksiyon makinesini kim icat etti?

Abone Ol

Projeksiyon makinesinin icadı, optik biliminin, ışık kaynaklarının ve film sanatının gelişimiyle yakından ilgilidir. Projeksiyon, karanlık oda ilkesinden sihirli fener, slayt projektörü ve film projektörüne kadar uzanan bir tarihe sahiptir.

Projeksiyon, bugün de dijital projektörler, hologramlar ve artırılmış gerçeklik gibi yeni teknolojilerle devam etmektedir. Projeksiyon, insanların görüntüleri paylaşmasını, öğrenmesini ve eğlenmesini sağlayan bir iletişim aracıdır. Peki bu önemli icadı kim yaptı? İşte detaylar.

PROJEKSİYON NEDİR?

Projeksiyon, ışığın bir yüzeye yansıtılmasıyla oluşturulan görüntü demektir. Projeksiyonun en eski örneklerinden biri, Çinli filozof Mozi’nin M.Ö. 4. yüzyılda bahsettiği karanlık oda (camera obscura) ilkesidir. Karanlık oda, küçük bir delikten geçen ışığın karşı duvarda ters bir görüntü oluşturduğu karanlık bir kutu veya odaydı. Bu ilke, daha sonra sihirli fenerin icadına ilham verdi.

SİHİRLİ FENER: İLK PROJEKTÖR

Sihirli fener, 17. yüzyılda Hollandalı bilim adamı Christiaan Huygens tarafından icat edilen, cam üzerine çizilmiş resimleri yansıtan bir projektördü. Sihirli fener, bir ışık kaynağı, bir mercek ve bir cam slayttan oluşuyordu. Slayt, projeksiyon için gereksiz ışığı engellemek için siyah boya ile kaplanmıştı. Sihirli fener, gösterilerde, eğitimde ve eğlencede kullanıldı. Ancak, sihirli fenerin ışık çıkışı, mumlar ve kandiller gibi zayıf ışık kaynaklarıyla sınırlıydı.

SLAYT PROJEKTÖRÜ: PROJEKSİYONUN GELİŞİMİ

Slayt projektörü, 18. ve 19. yüzyıllarda projeksiyon teknolojisinde önemli gelişmeler yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı. Bu dönemde, optik bilimi, teleskop ve mikroskop gibi yeni aletlerin icadıyla ilerledi. Ayrıca, ışık kaynakları, gaz lambaları ve elektrik ampulleri gibi daha güçlü ve ayarlanabilir hale geldi.

Slayt projektörü, opak veya saydam malzemelerden yapılmış slaytları yansıtan bir cihazdı. Slayt projektörünün en yaygın türü, 35 mm slayt projektörüydü. Bu projektör, 1756 civarında İsviçreli matematikçi Leonhard Euler tarafından icat edilen episkopun bir çeşidi idi. Episkop, yukarıdan nesneye ışık tutarak yansıtılan görüntüyü oluşturan bir projektördü. 1872’de Amerikalı fizikçi Henry Morton, episkopu geliştirerek daha büyük bir izleyici kitlesi için projeksiyon yapabilen opak bir projektör yaptı. Bu projektör, Philadelphia Opera Binası’nda 3.500 kişiye net bir görüntü sunabildi.

FİLM PROJEKTÖRÜ: PROJEKSİYONUN DEVRİMİ

Film projektörü, 19. yüzyılın sonunda, sinema sanatının doğuşu ile birlikte projeksiyonun devrimini yaratan bir cihazdı. Film projektörü, hareketli görüntüleri yansıtan bir projektördü. Film projektörünün ilk örneği, 1879’da İngiliz fotoğrafçı Eadweard Muybridge tarafından yapılan zoopraksiskop idi.

Zoopraksiskop, hareketli görüntüleri dönen cam disklerden yansıtan bir cihazdı. Ancak, film projektörünün gerçek mucitleri, Fransız kardeşler Auguste ve Louis Lumière idi. Lumière kardeşler, 1895’te sinematograf adını verdikleri bir film kamerası, projektör ve yazıcı icat ettiler. Sinematograf, 35 mm film şeridini kullanarak hareketli görüntüleri kaydedebiliyor, yansıtabiliyor ve kopyalayabiliyordu. Lumière kardeşlerin ilk filmi, Lyon’daki fabrikalarından çıkan işçileri gösteren Sortie de l’usine Lumière de Lyon idi. Bu film, 1895’te Paris’te halka gösterildi. Lumière kardeşlerin filmleri, Paris Expo’da 16 x 21 metrelik dev bir ekrana yansıtıldı.

CRT'DEN DİJİTALE: PROJEKSİYON TEKNOLOJİSİNDE BİR DEVRİM

1950'li yıllar projeksiyon teknolojisi tarihinde önemli bir dönüm noktasına tanıklık etti. Bu dönemdeki en önemli gelişmelerden biri, görüntü oluşturmak için bir katot ışın tüpü (CRT) kullanımına dayanan büyük projeksiyonun ortaya çıkmasıydı. Bu projektörler, canlı renkler üretmek için her biri kendi lensiyle donatılmış üç farklı CRT'ye sahipti.