Parası olanlara yeni imkânlar çıkıyor

Abone Ol

Açıklanan ilk konut kampanyasının ardından bu defa orta gelir seviyesindekiler için olduğu belirtilen yeni bir açıklama daha geldi. “İLK EVİM” adı altında başlatılan ilk kampanyaya yoğun ilgi oluştu. Kampanyaya müracaatlar da beklenenin üzerinde oldu. Bunlar elbette istenen gelişmeler. Ancak bu işin sonu nasıl gelecek, sanıyorum işin en önemli yönü burası. Çünkü gerek İLK EVİM adı altında başlatılan kampanya, gerek orta gelirlileri ev sahibi yapma hedefli ikinci kampanyada rakamlar öyle bir noktaya çıktıktan sonra başlatıldı ki, iş onunla da kalmadı, bu arada ev kiraları da asgari ücretli kimselerin imkânlarını aşan bir noktaya fırladı. Fırladı diyorum çünkü gerek konut bedellerindeki gerekse kiralardaki artışın makul bir izahı henüz yapılmadı.

Çünkü konut bedelleri birdenbire milyonlara fırladı. Kiraların ise en alt sınırının 4-5 binlerde olduğundan söz ediliyor. Böyle olunca sanıyorum konut kiraları ve fiyatları ülkenin birinci önemli konusu haline geldi. Çünkü yakın çevremde oluşan kiralar ve konut bedellerini insanların aklının almadığını söylemekte yarar var. Söz gelimi bulunduğum bölgede en pahalı daire fiyatı 300-400 bin lira civarında iken şimdilerde geçmişte 60-70 bin liraya alıcı bulunmayan küçük dairelerin şimdilerde en ucuzunun 600 bin liraya çıktığı söyleniyor. Söyleniyor diyorum çünkü yeni bir ev alma hem imkânım hem de niyetim olmadığı için doğrudan fiyat araştırması yapmış değilim. Ancak komşularla konuştuğumuzda ortaya çıkan rakamlardan söz ediyorum. Söz gelimi geçen sene üst katımdaki daire 50 bin liraya alınmışken şimdilerde 600 bin liradan söz ediliyor.

Kısacası son aylarda artık konut fiyatları tavan yaptı, bundan sonra daha da artmaz diye düşünülürken bir gazetemizde manşette yer alan, “Konut fiyatına bir günde 400 bin lira zam. Kredi sinyali ile ikinci el uçtu” başlıklı haber karşısında şaşırdığımı belirtmek isterim. Çünkü konut fiyatları artacağı kadar artmış diye düşünürken devletin devreye sokmak üzere olduğu ucuz kredi sinyalinin bir günde konutlarda 400 bin lira artış sağlamasının insan makul bir izahını bulmakta zorlanıyor. Çünkü olayın ekonomik kurallarla izahı çok zor. Belli ki ülke parası olanların kontrolüne girmiş. Ortaya çıkan her imkânı parası olanlar çıkarları doğrultusunda kullanabiliyorlar ve sanki bu ülkede yöneticiler yokmuş gibi ciddi hiçbir müeyyide ile de karşılaşmıyorlar. Kısacası, ülkemizde uygulanmakta olan ekonomik modelinin bir tek izahı var o da, “Altta kalanın canı çıksın” anlayışı oluyor. Çünkü son 60 yıl içinde öylesine bir kira ve konut fiyatında artış yaşanmamıştı.

Söz gelimi son 20 yılda nüfusumuzdaki artış şimdiye kadar hiç yaşanmamız bir boyuta da çıkmış değil. Hatta birtakım açıklamalarda nüfus artış hızımızda son yıllarda bir gerileme olduğu da belirtiliyor. Böyle olunca ne oldu da birdenbire ülkede altından kalkılması çok zor olan bir konut sorunu ortaya çıktı, sorusu cevapsız kalıyor. Çünkü kiralar ve konut fiyatları durağan bir seyir takip ediyordu. Konut sahibi olmak da belli kurallar içinde mümkündü. İnsanlar imkânlarına göre ya kooperatifler halinde bir araya geliyorlar devletin uyguladığı birtakım yollardan konut sahibi olunabiliyordu. Özellikle de kiralık konut konusunda olmayan bir sorun birdenbire ortaya çıktı ve kiralar artık asgari ücret sınırını da aşmış durumda.

Sözü daha fazla uzatıp felaket tellallığı yapmak istemiyorum. Ancak ne oldu da birdenbire ülkemizde konut ve kira bedelleri böylesine arttı, şahsen olayın makul bir izahını bulamıyorum ama yaşananların yıllar yılı ortaya çıkabilecek böyle bir sorunun farkına varamamış olan yöneticiler, sanıyorum bugün sorunun altından nasıl kalkacaklarını da bilmiyorlar. Çünkü aldıkları yeni tedbirler sorunu daha da artırıyor. Yoksa orta gelirliyi ev sahibi yapmak için gündeme getirilen bir uygulama sebebiyle konut fiyatlarında bir günde 400 bin lira artış olmasının izahı mümkün değildir.