Moralim Çok Bozuk - 8

Abone Ol

Hz. Musa’nın (as) kıssasına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Firavunun sarayında büyüyen Musa (as), tahta yakın bulunması sebebiyle devlet yönetiminde üst görevler için yetiştirildiği kuvvetle muhtemeldir. Mısır hiyeroglifi (resim yazısı) yanında çivi yazısını da öğrenmiş ve askeri, siyasi, idari, diplomatik alanlarda yetişmiştir. Yahudi tarihçi Josephus’a göre Firavun, Musa’yı (as) Habeşistan seferinde ordunun başına getirmiş ve Musa (as) zafer kazanarak geri dönmüştür. (Mangenot, DB, IV, 1192)

Son yazımızda insanlık tarihinde en zor işlerin başında savaşların geldiğini ifade etmiştik. Savaşlar karşılıklı birçok insanın ölümüne direk etki etmiştir. Gerçekten zor bir imtihan zor bir mücadeledir. Başımıza gelen zorluklar ve verdiğimiz çeşitli kayıplar moralimizi bozuyor. Zamanla üstesinden gelerek kendimizi yenileyebiliyoruz. Yaşadığımız zorlukları savaşa kıyasla değerlendirecek olursak, savaşın tahribatı kadar olamaz kanısındayım. Allah bizleri her türlü zorluklardan korusun. Âmin!

Konumuza dönecek olursak Hz. Musa (as), Firavun’un yanlış politikaları olduğunu biliyor ve İsrailoğulları’na baskı uygulayıp adil davranmadığını görüyordu. Rivayete göre bu konudaki düşüncesini dile getirip, muhalefet ettiği duyulmuştu. Bundan dolayı dikkat çekmemek için gözden uzak duruyordu. Üzerine birde kendisinden yardım isteyen İsrailoğulları’ndan biri için Kıptilerden birini kaza ile öldürmesi, Musa’yı (as) şehirden uzaklaştırmaya mecbur bırakmıştı. Bu niyetle hareket eden Musa (as) Şuayip’in (as) yaşadığı Medyen’e gelmiştir. Medyen şehri Kızıldeniz’in kuzeyinde bulunan iki körfezden biri olan Akabe Körfezinin doğu tarafındadır.

Kasas Suresi

22- Musa Medyen’e doğru yöneldiğinde, “Umarım rabbim bana doğru yolu buldurur” dedi.

23- Medyen suyuna vardığında orada hayvanlarını sulayan bir grup insanla karşılaştı. Onların biraz ötesinde de (hayvanlarının suya gelmesini) engelleyen iki kadın gördü. Onlara, “Meseleniz nedir?” diye sordu. “Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (hayvanlarımızı) sulayamayız; babamız da çok yaşlı” dediler.

24- Bunun üzerine Musa, onların hayvanlarını sulayıverdi. Sonra gölgeye çekilip, “Ey rabbim! Bana lütfedeceğin her türlü hayra muhtacım!” diye niyazda bulundu.

Buraya gelen Musa (as) uzakta bir çeşmeden su alan insanları görüp onlara yaklaştığında iki tane genç kızın kalabalıktan çekinip sıraya girmediğini fark etti. Onlara yaklaşıp hayvanlarını sulamak için izin istemişti. Evlerine kadar onlara yardım edip, babaları Şuayip (as) ile tanıştı. Şuayip (as) Musa (as) işlerinde yardım etmesi için teklif yaptı. Daha sonra kızlarından biri ile onu evlendirdi. Musa (as), Medyen’deki ikametinin kırkıncı yılında Horeb dağı çevresinde kayınpederinin sürüsünü otlatırken dağda gördüğü ateşten ses işitti. Vahiy meleği tarafından kendisine peygamber seçildiği bildirilmiş ve İsrailoğulları’nı kurtarmak için Firavuna gitmekle görevlendirilmiştir.

Musa (as) Medyen’de iken başta Mısır kralı olmak üzere kendisini öldürmek isteyenlerin hepsi ölmüştür. Saltanatın değişmesi sonucunda yönetimde de değişiklikler olmuş ve Musa’nın (as) beraber yetiştiği kişilerden biri II. Ramses’in tahta geçişinden sonra önemli bir mevkie gelmiştir. Böylece Musa’nın (as) Mısır’a dönüp yönetimle görüşme şartları oluşmuştur. Mısır’da yönetim değişse de İsrailoğulları üzerindeki baskı değişmemiştir.

Allah’u Teâlâ tarafından Musa’ya (as) kavminin kendisine inanması için ona asa ve mucizeler verilir. Musa (as) rahat konuşamadığını, ağzının ve dilinin ağır olduğunu öne sürünce kendisine kardeşi Harun (as) yardımcı olarak verilir. Ayrıca çeşitli mucizelerin gerçekleşeceği asasını yanına alması istenir.

Medyen’e dönen Musa (as), olanlar hakkında bilgi vermeden Mısır’a gitmek istediğini bildirip ailesiyle birlikte yola çıkar ve Allah’ın emriyle kendisini karşılamaya gelen Harun (as) ile Sina Dağı’nda buluşur. İsrailoğulları’nı yeni görevlerine inandıran Musa ve Harun (as), Allah’ın İsrailoğulları’nı salıvermesini istediğini Firavuna söyler. Firavun bu isteği reddettiği gibi İsrailoğulları’nın yükünü daha da ağırlaştırır. Bunun üzerine İsrailoğulları Musa ve Harun’a (as) tepki gösterirler.

Musa ve Harun (as) Allah’ın emriyle tekrar Firavuna giderek halkını salmasını isterlerse de Firavun kabul etmez. Musa ve Harun (as) çeşitli mucizeler gösterir. Öncelikle Hz. Musa’nın asası yılana dönüşüp sihirbazların değneklerini yutar. Firavun’un kalbi katılaşarak İsrailoğulları’nı göndermeyince bu defa Firavun ve Mısır halkına suların kana dönüşmesi, kurbağalar, tatarcık, at sineği, hayvanların ölümü, çıbanlar, dolu, çekirge, üç gün süren karanlık, ilk doğanların ölümü şeklinde sıralanan on musibet gelir. Her musibette Firavun, İsrailoğulları’nı salıvereceğini vaat eder, fakat sıkıntı geçince yine inadında ısrar eder. Nihayet her evde ilk doğanların ölümüne Mısırlıların baskısı da eklenince Firavun gitmelerine izin verir.

İsrailoğulları 430 yıl kaldıkları Mısır’dan çıkmak üzere gece vakti aceleyle yola koyulurlar, Ramses’ten Sukkot’a, oradan da Etam’a giderler. Musa (as), Hz. Yusuf’un kemiklerini taşımaktadır. İsrailoğulları ilahi talimatla sahil yolu yerine Kızıldeniz çölü yolunu seçerler. Öte yandan pişman olan Firavun ordusuyla yola çıkarak deniz kıyısında konaklayan İsrailoğulları’na yetişir. İsrailoğulları bu durum karşısında Musa’ya (as) sitem ederler. Musa (as) Allah’ın emriyle asasını uzatınca Kızıldeniz’in içinde sular ayrılarak yol oluşur, İsrailoğulları geçer ve peşlerinden açılan yoldan ordularıyla giren Firavun ile ordusu boğulur.

Buraya kadar anlatılanlarla ilgili ayetleri paylaşıp sonra ki yazıda buluşmak üzere sizleri Allah’a emanet ediyorum.

Taha Suresi

56- Andolsun ona bütün kanıtlarımızı gösterdik; fakat o yalan saydı ve kabule yanaşmadı.

57- Dedi ki: “Ey Musa! Yaptığın sihirle bizi yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin? 

58- Biz de sana benzeri bir sihirle mutlaka karşılık vereceğiz. Şimdi sen, aramızda -senin de bizim de caymayacağımız uygun bir yerde bir buluşma zamanı belirle.”

59- Musa, “Buluşma zamanınız şenlik günü ve ahalinin toplanacağı kuşluk vakti olsun” dedi.

60- Bunun üzerine Firavun dönüp gitti; bütün tedbirlerini aldı, sonra (sihirbazlarıyla) geldi.

61- Musa onlara şöyle dedi: “Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurmayın, yoksa ağır bir ceza ile kökünüzü kazır; iftira eden mutlaka perişan olur.”

62- Bunun üzerine yapacakları işi aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tutmaya çalıştılar.

63- Şöyle diyorlardı: “Bunlar sizi sihirleriyle yurdunuzdan çıkarmak ve tuttuğunuz örnek yolu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdan başka bir şey değil!

64- O halde siz de bütün hilelerinizi birleştirin ve saf düzeninde gelin. Bugün üstün gelen kendini kurtarmıştır.”

65- Dediler ki: “Ey Musa! Ya sen at yahut ilk atan biz olalım.”

66- O “Hayır, siz atın” dedi. Bir de baktı ki, onların ipleri ve sopaları yaptıkları sihirden ötürü kendisine doğru akıp geliyor gibi görünüyor!

67- Musa birden içinde bir korku duydu.

68- “Korkma!” dedik, “Üstün gelecek olan kesinlikle sensin.

69- Sağ elindekini at da onların yaptıklarını yalayıp yutsun; onların yaptığı sihirbaz hilesinden ibaret. Sihirbaz ise amacı ne olursa olsun başarıya ulaşamaz.”

70- Sonunda sihirbazlar secdeye kapandılar ve “Biz Mûsâ ile Hârûn’un rabbine iman ettik” dediler.

71- Firavun şöyle çıkıştı: “Ben size izin vermeden ona inandınız öyle mi? Anlaşılıyor ki o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Ama ahdim olsun ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece hangimizin cezasının daha şiddetli ve kalıcı olduğunu anlayacaksınız!”

72- Onlar şu cevabı verdiler: “Bize gelen bunca apaçık kanıtlara ve bizi yaratana karşı asla seni tercih edemeyiz. Artık sen neye hükmedeceksen et; ama sen ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.

73- Hatalarımızdan ve bize zorla yaptırdığın sihirden ötürü bizi bağışlaması için rabbimize kesin olarak iman ettik. Hayırlı ve sürekli olan Allah’tır.”

74- Kim rabbine günahkâr haliyle varırsa, bilsin ki cehennem onu beklemektedir; orada ne ölür ne de düzgün yaşar.

75- Dünya ve ahirete yararlı işler yapmış bir mümin olarak onun huzuruna çıkan kimseler için ise üstün dereceler vardır.

76- İçinde ebedî olarak kalacakları, altından ırmaklar akan adn cennetleri! İşte günahlardan arınanların ödülü budur.