Moralim Çok Bozuk - 2

Abone Ol

Yazımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. İnsan, maddi ve manevi olarak iki yönlü yaratılmıştır. Bu ikisi arasındaki fark nelerdir diyecek olursak, cevabını hepimiz kolayca verebiliriz. Allah (cc) ile olan bağımız ve ruhsal halimizi ifade eden iç dünyamız, düşünce halimiz gibi soyut şeylere maneviyat, dünya ile olan bağımız, yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz yemek içmek gibi somut şeyleri maddiyat olarak özetleyebiliriz.

Ezelde, varlık alemi yaratılmadan önce sadece Cenâb-ı Hakk’ın kendisi vardı. O, kendisinin bilinmesini istediği için kesret âlemi denilen bu âlemi yaratmıştır. Bundan dolayı her varlığın yaratılış sebebi bu ilahi muhabbettir. Bu muhabbet ve iştiyakın asıl hedefi, insanın aslına (Rabbine) dönme temayülüdür. Adem (as) ile başlayan bu yolculuk, bizlere zorluklardan ibret alacağımız bir çok yaşanmış örnek sunuyor. Bu örneklerin bazılarına yer vereceğiz.

Araf Suresi 189. Ayette Rabbimiz  “Sizi tek bir candan (Âdem’den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva’yı) yaratan O’dur” buyuruyor. Cennette yaratılan Hz. Adem (as) onca nimete rağmen, muhabbet edecek, kendisi gibi bir insanın eksikliğini hissetti.

“Allah Teâlâ birliği (vahdeti) yalnız kendisine has kıldığı için her varlığı karşıt cinsiyle, çift olarak yaratmış ve onları birbirlerine karşı cezbedici kılmıştır. Nitekim bu kâinattaki zerreler, taneler, hücreler, bitkiler, hayvanlar, insanlar, maddeler, hatta atom içindeki elektron ve proton gibi esrarlı unsurlara kadar bütün eşya, kendi karakterlerine göre “çift yaratılış” kanununa tabidir. Nitekim âyet-i kerîmede: “Biz her şeyi çift çift yarattık. Umulur ki ibret ve öğüt alırsınız.” (Zâriyât, 49) buyurulmaktadır.

Bu durum, varlığın, kesret âlemi olan dünyadan, geldiği yere Cenâb-ı Hakk’a dönmesi için hem tabiî hem de mecburi bir temayüldür. İşte bu yüzden o vahdete bir köprü ve zemin oluşturmak için, kesret âlemindeyken karşıt cinslerin birbirleriyle bütünleşme temayülü fıtridir. Aynı zamanda Allah Teâlâ, karşıt cinslerin bu temayülünü, nesillerin devamına da vesile kılmıştır.

Diğer taraftan Allah’tan gelen insan, O’ndan uzak kaldığı nispette gurbette sayılır. Gurbet, yalnızlık, çaresizlik, hüzün ve keder demektir. Allah’tan başka herkes teselli ve avunmaya ihtiyaç duyduğundan gurbette olan insan da, kendisini teselli edecek birine ihtiyaç duyar. Bütün bu fıtri hususiyetler, cennette sonsuz nimetler içinde bulunan Hz. Âdem’in kendi cinsinden bir eş istemesini gerekli kılmıştır. İşte bu sebeplerle Âdem (as) Allah’u Teâlâ’dan bir eş istedi. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak da, Âdem’in sol kaburga kemiğinin altından, kendi cinsinden ve nefsinden olan Hz. Havvâ’yı yarattı. (Osman Nuri Topbaş)

İbn-i Abbas ve İbn-i Mes’ûd (ra) gelen bir rivayete göre İblis cennetten çıkarılıp Âdem oraya yerleştirildikten sonra, orada kendisiyle huzur bulacağı bir eşi olmadan, yalnız dolaşıyordu. Bir gün uykusundan uyandığında başucunda, sol eğe kemiğinden yaratılmış bir insan gördü ve ona:

– “ 'Sen kimsin?' diye sordu. 

– O: 'Bir kadınım' dedi.

– Âdem, niçin yaratıldığını öğrenmek isteyince de:

'Allah, senin huzur ve sükûna ermen için beni yarattı' ” dedi.

Buhârî’nin naklettiği bir hadis-i şerife göre Resûlullâh (sav)  “Kadınlara iyilikle muamele edin, zira kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri kısmı üst tarafıdır. Onu düzeltmeye çalışırsan kırılır, kendi haline terk edersen, devamlı eğri kalır. O halde kadınlara karşı iyi davranın.” (Buhârî, Enbiyâ, 1) buyurmuştur.

Hz. Adem ve Havva annemiz yasaklı meyveden yiyince cennetten çıkarılmış, yeryüzüne indirilmiştir. Adem (as) Serendip Adasına (Srilanka) Hz. Havva annemiz ise Etiyopya’ya da bir bölgeye indirilir. Bir rivayete göre üç yüzyıl birbirlerini bulmak için çabalamıştır. Bugünün şartlarının hiç biri olmadan üçyüz yıl yer yüzünde vazgeçmeden dolaşıp durmak. Dolaşırken bir gün değil bir yıl değil yalnız başına üç yüzyıl. Bu durumun yanında hangi yaşadığımız zorluk moralimizi bozabilir? Biraz sabır ve metanet gerekiyor, gayret edelim Allah kolaylaştırsın, zorlaştırmasın işlerimizi. Diğer peygamberlerden örnekler vermek üzere Allah’a emanet olunuz...