Moralim Çok Bozuk -12

Abone Ol

Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Tarihi süreç içerisinde geçmiş kavimler hakkında gerçekleşen olayların haberi rivayet yoluyla günümüze kadar ulaşmıştır. Bu olayların doğruluğu eski tarihten yakın tarihe göre farklılık gösterebilir. Eski tarihlerde olan imkânlara nazaran yakın tarihteki gelişmişlik olayları kayıt altına almada daha etkili olur. Kayda alınan olayın yaşanan dönemin şartlarına uygun olması olayın inandırıcılığını arttırır. Tabi haberin hangi şekilde kayıt altına alındığı ve günümüze nasıl aktarıldığı gibi kıstaslarında o haberin doğruluğu hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar.

Tarihi süreç içerisinde gerçekleşmiş bir olayın taraflarının bakışı birbirinden farklı olduğu için ortaya ayrı bilgi çıkarır. Taraflardan birisi haklılığını ifade için olayı kendi açısından ortaya koyar. Aynı olayı karşı tarafta farklı bir şekilde bizlere ulaştırır. Hıristiyan kaynaklarında yer alan bilgiye göre Hz. İsa çarmıha gerilerek kurban edilmiştir. Aynı olayı Kuran’ı Kerim, Yahuda’nın İsa (as) kılığına sokularak halkı tarafından çarmıha gerildiğini nakleder. Buna benzer birçok tarihi olayı örnek verebiliriz.

Ehlisünnet akait âlimlerinin ortak inanç ilkelerine göre Allah ve Resulünün bizlere bildirdiği şekilde iman ederiz. Hıristiyanlar İsa (as) babasız olarak dünyaya geldiği için zanla ve çirkin bir iftira ile Allah’ı baba, kendisini oğul ve Cebrail’i (as) kutsal ruh olarak tanımlayıp şirke düşmüşler ve inanç esası olarak sapkın bir itikat ortaya koymuşlardır.  Hıristiyanlığı bu sapkınlık üzere devam ettirmişlerdir. Rabbimiz bu kadar ayetlerle açık açık ifade ediyor, doğruyu yanlışı öğretiyor. Çoğunluk yine de inanmıyor, önce ki kavimlerin gerekçesi neyse benzer anlayışla inkâr ediliyor. Tıpkı ayette bildirildiği gibi “Onlara, yeryüzünde fesat çıkarmayın dendi mi, derler ki: Biz ıslah edicileriz. Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde (tam bir pişkinlikle): "Biz sadece (halkın ahlâkını ve toplum nizamını düzeltip iyileştirmek isteyen) ıslah edicileriz" demektedir (ve fesatlıklarına ıslah kılıfı geçirilmektedir).” (Bakara Suresi 11) Bugün yeryüzünü ıslah ediyoruz anlayışıyla kanunlar ortaya koyanlar bilsin ki koydukları konunlar ve düzenlemeler Kuran’ın getirdiğinden asla iyi olamaz, insanlığı kurtarmak yerine büyük bir felakete ve isyana sürükler.

Rabbimiz İsa (as) soruyor “Yine Allah: 'Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara: «Allah’ın yanı sıra beni ve annemi de iki ilah kabul edin» diye sen mi söyledin?' buyuracak, o da şöyle diyecek: 'Hâşâ! Sen, ortağı bulunmaktan ve her türlü noksan sıfatlardan pak ve uzaksın Allah’ım! Hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana düşmez. Eğer böyle bir şey söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Çünkü sen benimle ilgili her şeyi, içimden geçenleri dahi bilirsin; fakat ben sende olanı, senin gizleyip de bana öğretmediğini bilemem. Şüphesiz bütün gizlilikleri hakkiyle bilen ancak sensin.' (Maide Suresi 116)"

Kavmi İsa’nın (as) ortaya koyduğu inanç esaslarına aykırı bir şekilde karşılık vermiştir. İsa (as) bu sapkın inancı Rabbimizin “Allah, ancak Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kâfir olmuşlardır. Hâlbuki Mesih onlara şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Şunu bilin ki, kim Allah’a şirk koşarsa, Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer ateştir. O gün zalimler için hiçbir yardımcı da yoktur” Maide suresi 72. ayette bildirdiği şekilde reddetmiştir.  

Nisa suresi 171. Ayette Rabbimiz “Ey Ehl-i kitap! Dininizde aşırı gidip taşkınlık yapmayın ve Allah hakkında doğru olandan başkasını söylemeyin! Şunu bilin ki, Meryem oğlu İsa Mesih ancak Allah’ın peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı kelimesi ve O’ndan bir ruhtur. O halde Allah’a ve peygamberlerine tam iman edin de “Allah üçtür” demeyin. Kendi iyiliğinize olarak bundan vazgeçin. Çünkü Allah, bir tek ilâhtır. Hâşâ O, çocuğu olmaktan pak ve uzaktır. Göklerde ne var, yer de ne varsa hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter” buyurarak sapkın olan inancı kabul etmemiştir. Şimdi dinin sahibi Allah (cc) bu şekilde bildirecek aksine, zanla hareketle inancı değiştireceksiniz.

Diğer peygamberleri yalanlayanlar gibi İsa’yı da (as) kavminden ileri gelen din adamların azı hariç, çoğu yalanladı. “Meryem oğlu İsa da: 'Ey İsrailoğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra gelecek Ahmet adındaki bir peygamberi müjdelemek üzere geldim' demişti. Fakat o müjdelenen Peygamber, kendilerine apaçık deliller getirince: 'Bu düpedüz büyü!' dediler. (Saf Suresi 6)"

Bu durumu Hadid Suresi 27. Ayette Rabbimiz “Sonra onların ardından peş peşe peygamberlerimizi gönderdik. Arkalarından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik ve ona İncil’i verdik. Onun izinden gidenlerin kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, biz kendilerine onu farz kılmamıştık. Sadece Allah’ın rızasını kazanmak için bunu kendileri icat ettiler; ne var ki ona da gereği gibi riayet etmediler. İçlerinde hakkı ile iman etmiş olanlara elbette mükâfatlarını veririz. Fakat onların pek çoğu büsbütün yoldan çıkmış kimselerdir” şeklinde haber vermiştir.

Buraya kadar ayetlerle açıklama ve yorum yapmadan olanları özetle ifade ettik. İnanın bu konuda o kadar çok bilgi var, aynı inançlarında olan tutarsızlık ve çok seslilik gibi. Şimdi inancı sapkın olan bir milletin ya da kavmin tarihten getirdiği haberde aynı doğrultuda şüpheli olacaktır. O yüzden Kuran’la yetinelim diyoruz.

İsa’nın (as) getirdiğini inancı reddedenler onu ortadan kaldırmak için plan yaptılar. Halkı kışkırtarak öldürmeye teşebbüs ettiler. “İsa onlara apaçık mucizelerle gelince şöyle demişti: 'Ben size hikmeti getirdim ve anlaşmazlığa düştüğünüz bazı hususları size açıklayayım diye geldim. Öyleyse Allah’a gönülden saygı duyup O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!' (Zuhruf Suresi 63)" Azı hariç ne iman ne de itaat etmediler. Havarilerden biri (Kuvvetli ihtimal Yahuda) İsa’ya (as) ihanet ederek, toplanan halkı İsa’nın olduğu yere yönlendirdi. Nisa Suresi ilgili ayetlere göre;

155- Sözlerinden dönmeleri, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve “Kalplerimiz kılıflanmıştır” demeleri sebebiyle... Dahası inkârları sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur. Pek azı müstesna artık iman etmezler.

156- Bir de inkâr etmelerinden ve Meryem’e büyük bir iftira atmalarından;

157- “Allah elçisi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demeleri yüzünden... Hâlbuki onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler; (başkası ona benzer kılındığı için) şüphe içine düşürüldüler. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bu konuda tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta zanna uyma dışında hiçbir bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmemişlerdir.

158- Bilâkis Allah onu kendine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.

159- Ehl-i Kitap’tan her biri ölümünden önce ona mutlaka iman edecektir; o da kıyamet gününde onlara şahit olacaktır.

160, 161- Yahudilerin zulmü sebebiyle, bir de pek çok kimseyi Allah yolundan engellemeleri, kendilerine yasaklandığı halde faizi almaları ve haksızlıkla insanların mallarını yemeleri yüzünden önceden helâl kılınan temiz ve iyi şeyleri onlara haram kıldık ve içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık.

“O vakit Allah şöyle buyurdu: 'Ey İsa! Seni vefat ettirip kendi yanıma yükselteceğim; inkârcıların kötülüklerinden ve çirkin iftiralarından seni uzak tutacağım; sana tâbi olanları kıyamet gününe kadar kâfirlere üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak ve ben de dünyada iken anlaşamadığınız konularda aranızda hüküm vereceğim.' (Ali İmran Suresi 55)"

Bu ayetlerden anlaşılan Allah’u Teâlâ, İsa’yı (as) kavminden korumuştur. Hıristiyanlık, maalesef olayları farklı şekilde yorumlayarak bugün temeli zanna ve inkâra varan bir inancın üzerine kurulmuştur.

Devam etmek duası ile Allah’a emanet olunuz...