Geçen yılın son günleri dolardaki hızlı değer artışı ve buna bağlı olarak bazı fırsatçıların ithal ürünlerdeki artış sebebiyle ürettikleri ürünlerde maliyet ortaya çıkması sebebiyle fiyatlarını artırdılar. Bu arada fiyat artırmada ipin ucunu kaçıranlar da oldu, adeta tam bir fırsatçılığa dayanan soygun düzeni görüntüsü ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu hususa, “serbest piyasa başıboş piyasa değildir” diyerek eleştirilerimizi ifade etmiştik. Sonuçta devlet, attığı bazı adımlarla en azından şimdilik dolardaki hızlı yükselişi frenledi. Elbette frenlemek demek, doların tırmanışının son bulduğu anlamına gelmiyor. Devletin aldığı bazı kararlar sonucunda dolarda kısa sürede ciddi düşüşler meydana gelince tüm yetkililer piyasada denetimlere başladılar. Etiketler kontrol edilmeye, haksız fiyat artışı yapmış olanlara cezalar verilmeye başlandı. Buraya kadar olan uygulamaya doğrusu bir tepki de söz konusu değildi. Hatta bu denetimlere karşı TÜSİAD’dan yapılan bir açıklama, tabandan tepki bile görmüştü. Hemen belirtelim ki, doların hızlı bir şekilde değer kazanmasının ortaya çıkardığı fiyatlarda bazı indirimler söz konusu olsa da serbest piyasa kuralları gereği olsa gerek dolardaki düşüşe paralel olarak piyasada fiyatlarda ciddi gerileme olduğunu söylemek hâlâ mümkün değil. Düşüş beklenen bazı fiyatlar da yerinde duruyor. Bunun da ötesinde bazı ürünlerde fiyat artışları bile gündeme geliyor.
Piyasadaki bu iniş çıkışların incelemesini yapacak değilim. Bu iş ülkeyi yönetenlerin görevi. Ancak zincir marketler ve esnaflar yurdun her köşesinde denetlenir, fahiş fiyat tespitinde ceza uygulamaları devam ederken birdenbire gündeme devlet eliyle yapılan zamlar geldi. Dolar düştüğü için piyasada fiyatların geri çekilmesi gerektiğini, bunun mutlaka gerçekleşmesi gerektiğini savunan iktidar sahipleri, söylediklerinin tam tersi bir uygulamaya başladılar. Akaryakıt fiyatlarına arka arkaya zamlar yapılmaya balandı. Elbette bu fiyat artışlarının enflasyonu tetiklemesi işin ayrı bir boyutunu oluşturuyor. Çünkü akaryakıt fiyatlarındaki artışın hayatın tüm alanlarına yansımasından kaçış mümkün görünmüyor. Söz gelimi elektriğe yüzde 52 ile yüzde 130 arasında değişen kademeli bir zam geldi. Doğal gazda meskenlerde yüzde 25, sanayide yüzde 50 zam geldi. Bu zamların fiyatlara yansımaması mümkün olmayacak tabii, bu arada doların ilk düşüşü sırasında akaryakıta yapılacağı ilan edilmiş zamların iptalinin ardından çok geçmeden yeni zamlar uygulanmaya başlandı. LPG’ye78 kuruş, motorine 1 lira 29 kuruş, benzine arka arkaya yapılan iki zam ile toptan 1 lira 29 kuruş zam geldi, bu arada Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne (MTV) yüzde 25, vergi harç ve cezalar yüzde 36 ve Emlak Vergisi yüzde 18 artarken Avrasya tünel geçişi yüzde 53 zamlandı.
Bu artışların özellikle devlet eliyle yapılmış olmasının üzerinde durulması gerekiyor. Yani devlet bir yandan artış gösteren fiyatlar karşısında güya halkı korumak adına denetimleri sürdürür ve gereksiz fiyat artışlarının durdurulmasını isterken öbür yandan yetkisi altında olan alanlara zamları peş peşe sıralaması ister istemez “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirtiyor. Çünkü 2021 yılının son günlerinde yaşanan zam sağanağının sebebi olarak dolardaki artış gösterildiğine göre, şimdilerde sürdürülen fiyat artışlarının bilmediğimiz bir başka sebebi var mıdır? Ya da dolarda düşüş başladı diye vatandaştan indirim isterken, söz konusu dolar devlet açısından düşmedi mi? Vatandaşın bilmediği bir husus var ise bunun toplum ile paylaşılması gerekmez mi? Bu arada bir taraftan zamlar devam ederken öbür yandan, “Doğalgaz ve elektrik desteği sürecek. Faturanın yarısı yine devletten” manşeti altında verilen haberin muhtevasının da ilgililer tarafından izah edilmesi gerekmez mi? Kısacası, bir yandan elektrik ve doğal gaz faturasının yüzde 50 ile yüzde 75’ini devletin ödediği haberi yayınlanırken öbür yandan sadece doğal gaz ve elektrik değil, tüm akaryakıt zamlarının pompaya yansıyor olması vatandaşın belini bükmüyor mu?
Netice olarak diyebiliriz; üretici ve satıcıların yaptığı zamlara tepki verilirken, tepki verenlerin şimdilerde doğrudan zamları uygulamaya koymaları bu yılın geçen yıldan da sıkıntılı geçeceğinin bir işareti değil mi?
Yorum yazarak Yenidevir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yenidevir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yenidevir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yenidevir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yenidevir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yenidevir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yenidevir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yenidevir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.