Önce elbiseler terk eder. Ayakkabı bile kendi derdine düşer.
Canan gider, evlat gider, giysiler gider ama umut gitmez.
Ocaklar söner, elektriğin kontağı atar, ışık seni bırakır ama karanlık, ana kucağı gibi sarar ve orada tek sığınak Allah olur.
Belki de Allah’a en yakın olduğumuz zamandır.
Selli dereye, yelli bele ev kurmamış dedelerimiz.
Tedbiri elden bırakmamışlar.
Fay hattında tren yolu hattında, kâfir yolu hattında durmamışlar.
Hayy olan Allah’ın istikamet hattından ayrılmamışlar.
Evlerini, paragöz müteahhitlere, mafya dedikleri karagözlere yaptırmamışlar.
Abdestsiz taş taşımayan, besmelesiz tuğla yerleştirmeyen, malzemeden çalmayan usta ve işçiler çalıştırmışlar.
İşçilerin alın teri kurumadan vermişler.
Patronun yediğinden yiyebilecek, giydiğinden giyebilecek kadarını vermişler.
Geçen hafta üç bin işçi çalıştıran patronun fabrikasını gezdim.
İşçilerin hepsinin yüzü gülüyordu.
Yerler ve tavanlar temizlik hastası kadınların eli kadar temizdi.
En üst seviyeden ücret ödediğini duydum ve ben ilave olarak bu üç bin işçinin çocuklarının üniversite bitinceye kadar eğitim masrafını da teklif ettim patrona.
İlköğretimdekilerin masraflarını karşılıyormuş ama bundan sonra ilave olarak orta ve yüksek tahsili de kabul etti.
Bazılarının aklına, “Bunlar geçmişte kaldı” diye gelenler için istendiğinde bu gün de yapılabileceğini göstermek için yazdım.
Adını vermedim reklâm olmasın diye.
Ayrıca izin de almadığım için de yazmadım.
Komşusuyla kavga edenlerimize ders olsun deprem.
Bir şehrin halkıyla statlarda bir arada yaşamayı öğreniyoruz depremle.
Statta Türk ile Kürt yan yana, burun buruna.
Nefesleri birbirini ısıtıyor.
Gözler görmek istemediğiyle sırt sırta vermişler, depremin gönülde ve tenlerde açtığı yaraları sarıyorlar.
Evin en gizli yerinde saklanan para, banka cüzdanı değil, seni tanımayanın eli uzanıyor sana.
Eli eline, gözü gözüne ilk defa değen insanı hiçbir yerde görmemiştin.
Karşı mahalleden, karşı partiden, karşı ırktan dediğimiz el uzattı depremde.
Paran, şöhretin, rütben, makamın yardıma yetişmiyor ama hiç tanımadığın el uzanıyor sana.
O el, hangi dilden, hangi ırktan, hangi renkten olursa olsun ama dinimizin aynı olması bize o medeniyet denilen maskaralardan farklı olduğumuzu ortaya koyuveriyor bu belalı günler.
Depremde zarar gören insanlarımıza ağladı tüm insanlık.
Yaralıyı taşırken siyasilerimiz, AFAD’cılarımız, Türk’ümüz, Kürt’ümüz, Laz’ımız, Çerkez’imiz, televizyoncularımız, yazarlarımız her meslekten insanımız omuz verdiğini gördük.
Hep kara günlerde bir araya gelmeyelim.
Bütün ömrümüzün her gününde bir araya gelelim, aynı yöne dönelim, aynı ayetleri söyleyelim.
Bu birlikteliğimizden hayvanlar da nasibini alsınlar.
Deprem, yalnız insanları vurmuyor.
O diyarda yaşayan kediler, koyunlar, sığırlar, atlar, köpekler, eşekler, katırlardan… ne haber!
Onları kurtaran AFAD ekibi de mutlaka vardır ama biz gözce ırakta, gönülce orada olanlar olarak bize, televizyonlarımız onlardan da bir kurtuluş haberi verselerdi iyi olurdu.
AFAD’ı tebrik edip teşekkür ederiz. Ama daha fazlasını da beklemek hakkımız olduğunu söyleriz.
Anaların, babaların oyuncağı, gönül bağı, gözlerinin yağı gibi olan yiğit delikanlılar, güzel kızlar, çocuklar ve oyuncakları, sanki “Topraktan geldik toprağa döndük” der gibi, çıktılar ve ibret olsun diye sağ kalanların gelişiyle bizleri uyarmaya çalışıyorlar.
Toprağın altında altının da, paranın da, makamın da, şöhretin de hiçbir faydası yok.
Ancak yürekten yardım için gelenlerin sesi, dünyanın hiçbir sözünde, sazında, nağmesinde olmayan tadı verdiğini anlatıyorlar bize.
Yıkılan enkazın içinden bir ince demirin feryadı yükselir, “Beni bu ağır yükün altına koyan mühendisi ve müteahhidi çağırın banaaaa” diye.
Toz halinde her tarafa duman gibi yükselen kum, bağırıyor, “Hani benim karılacağım kıvamdaki çimentomu yedirmeyip, kendi yiyen ustaaaaa” diye.
Yetkili makamlar duymuştur bu feryadı ve gereğini yapacaktır.
Yorum yazarak Yenidevir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yenidevir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yenidevir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yenidevir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yenidevir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yenidevir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yenidevir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yenidevir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.