JPMorgan, altın ve Bitcoin piyasalarındaki tarihi yükselişi “devalüasyon ticareti” olarak tanımladı. Banka, yatırımcıların küresel belirsizlikler nedeniyle güvenli limanlara yöneldiğini duyurdu.
JPMorgan: “Altın ve Bitcoin yükselişi resmileşti”
Küresel finans devi JPMorgan Chase, yatırım piyasalarındaki son dönemin en dikkat çekici trendlerinden birini resmen tanımladı. Banka analistleri, hem altın hem de Bitcoin fiyatlarında yaşanan tarihi yükselişi “devalüasyon ticareti (devaluation trade)” olarak nitelendirdi.
The Athletic ve CNBC’nin haberlerine göre, JPMorgan’ın yatırım stratejistleri yayımladıkları son notta, bireysel yatırımcıların FOMO (Fırsatı Kaçırma Korkusu) etkisiyle hızla altın ve kripto paralara yöneldiğini belirtti.
Küresel yatırımcı güvenli limanlara kaçıyor
Banka analistleri, yatırımcı ilgisindeki bu artışı birkaç temel faktöre bağladı:
- Jeopolitik ve politik belirsizliklerin artması,
- Küresel borç yükünün sürdürülemez seviyelere ulaşması,
- ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bağımsızlığına dair endişeler,
- Yükselen enflasyon ve para birimi değer kaybı korkusu,
- Gelişmekte olan ülkelerde fiat para birimlerine duyulan güvensizlik.
Raporda, “Yatırımcılar artık geleneksel varlıklar yerine, değerini koruyabilecek alternatif araçlara yöneliyor. Bu yönelim hem altın hem de Bitcoin piyasasında tarihi bir hacim artışı yarattı.” ifadeleri yer aldı.
Altın fiyatları 3.800 doları aştı
Altın fiyatları 2025 yılında şimdiye kadar %40’tan fazla yükselerek dikkat çekici bir performans sergiledi. Spot altın en son 3.847 dolar/ons seviyesinde işlem görürken, gün içinde %0,47’lik sınırlı bir geri çekilme yaşadı.
Altın fiyatları her ne kadar 3.900 dolar seviyesinden bir miktar gerilese de, analistler bu yükseliş trendinin hâlâ erken aşamada olduğunu düşünüyor. JPMorgan’a göre altın, “enflasyonist ortamda en güvenli değer koruma aracı” olmaya devam ediyor.
Bitcoin 120.000 doların üzerinde işlem görüyor
Kripto para piyasasında da benzer bir tablo var. Bitcoin (BTC), haftaya 120.000 dolar seviyesinin üzerinde başladı. Günde %2, yılbaşından bu yana ise %28,6 değer kazandı.
Uzmanlara göre Bitcoin, artık yalnızca spekülatif bir yatırım değil, “dijital altın” kimliğini güçlendiren bir varlık olarak görülüyor. JPMorgan raporunda, “Bitcoin’in son rallisi altınla benzer bir psikolojik zeminde ilerliyor: Değer kaybına karşı bir sığınak.” ifadeleri kullanıldı.
“Devalüasyon ticareti” kavramı nedir?
JPMorgan analistlerinin kullandığı “devalüasyon ticareti”, yatırımcıların hükümetlerin borç ve para politikalarına güvenini kaybederek parasal değer erozyonuna karşı korunma amacıyla reel varlıklara yönelmesini ifade ediyor.
Bu durum, yatırımcıların dolar, euro veya yen gibi itibari paralardan çıkıp altın, gümüş, Bitcoin gibi alternatif varlıklara yönelmesine neden oluyor.
JPMorgan stratejistlerinden Nikolaos Panigirtzoglou, bu stratejinin hızla küresel bir eğilim haline geldiğini belirterek, “Yatırımcılar artık merkez bankalarına değil, kendi dijital kasalarına güveniyor.” dedi.
Gümüş de yatırımcıların radarında
Altın ve Bitcoin kadar olmasa da, gümüş fiyatlarındaki yükseliş de dikkat çekici seviyelere ulaştı. Spot gümüş fiyatı 46,68 dolar/ons seviyesinde işlem görüyor. Gümüş yılbaşından bu yana %60’tan fazla değer kazandı.
Uzmanlar, gümüşün altına göre daha düşük fiyatlı olması nedeniyle, küçük yatırımcılar için cazip bir alternatif haline geldiğini söylüyor. JPMorgan raporunda, “Gümüş piyasası, artan perakende talebinin bir sonraki adresi olabilir.” değerlendirmesi yer aldı.
SPDR Gold Shares (GLD) fonunda tarihi giriş
Altın destekli en büyük borsa yatırım fonu olan SPDR Gold Shares (NYSE: GLD) da rekor girişlerle gündemde.
State Street Investment Management altın stratejisi direktörü Aakash Doshi, Eylül ayında GLD fonuna 35,2 tonluk altın girişi olduğunu açıkladı.
Sadece 19 Eylül günü fon, 18,9 tonluk tek günlük giriş ile tüm zamanların en büyük artışını kaydetti.
Bu durum, altın piyasasında bireysel yatırımcıların ilgisinin yeniden canlandığını gösteriyor.
Merkez bankaları da altına yöneliyor
Sadece bireysel yatırımcılar değil, merkez bankaları da son üç yıldır altına yöneliyor. 2022’den bu yana dünya genelindeki resmi altın rezervleri 1.000 tonun üzerinde arttı.
ABD’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar sonrasında birçok ülke, dolar bağımlılığını azaltmak için rezervlerini çeşitlendirme yoluna gitti. Bu süreçte altın, euroyu geride bırakarak dünyanın ikinci büyük rezerv varlığı haline geldi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor.
“Ralli daha yeni başlıyor”
Her ne kadar altın son üç yılda fiyatını neredeyse üçe katlamış olsa da, JPMorgan analistleri yükselişin henüz bitmediğini savunuyor.
Raporda şu ifadeler yer aldı:
“Altının yukarı yönlü hareketi daha yeni başlıyor. Merkez bankaları rezerv çeşitlendirmeye devam ederken, bireysel yatırımcılar da portföylerinde giderek daha fazla altına yer veriyor. Bu trend 2026’ya kadar devam edecek.”
Ayrıca Bitcoin’in de uzun vadede 200.000 dolar seviyelerini test edebileceği görüşü dile getirildi.
“Trump etkisi” ve küresel tedirginlik
CNBC’nin analizine göre, altın ve Bitcoin talebi özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikaları sonrasında hız kazandı.
Nisan ayında başlayan küresel ticaret gerilimleri, yatırımcıları dolar dışında alternatif varlıklara yönlendirdi.
ABD Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsüne yeniden başlaması, “devalüasyon ticareti”ni daha da güçlendirdi.
Ekonomist Yunus Dündar, “Fed’in para politikasında genişleme yönünde attığı her adım, altın ve Bitcoin’i destekliyor. İnsanlar artık doların enflasyon karşısında zayıfladığını biliyor.” dedi.
Spekülatif pozisyonlar artıyor
ABD Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu’nun (CFTC) verilerine göre, altın piyasasındaki spekülatif pozisyonlar yılın son çeyreğinde yeniden yükselişe geçti.
Ancak hâlâ 2020’deki zirve seviyelerinin altında bulunuyor. Bu da yatırımcı ilgisinin sürdürülebilir bir artış trendinde olduğunu gösteriyor.
Altın ve Bitcoin güvenli liman olarak güçleniyor
JPMorgan’ın raporu, yatırım dünyasında altın ve Bitcoin’in artık paralel güvenli limanlar haline geldiğini resmen ortaya koydu.
Yüksek enflasyon, siyasi belirsizlik ve doların zayıflaması, yatırımcıları geleneksel sistemin dışındaki varlıklara yönlendiriyor.
Uzmanlara göre bu eğilim, önümüzdeki yıllarda da sürecek. “Devalüasyon ticareti” yalnızca kısa vadeli bir trend değil, yeni küresel yatırım paradigmasının habercisi olarak değerlendiriliyor.