İbn Abbâs (ra) anlatıyor:
Bir gün Peygamber’in arkasında bulunuyordum. Bana şöyle söyledi:
“Delikanlı, sana birkaç cümle öğreteyim: Allah’ın emirlerini ve nehiylerini gözet ki, Allah da seni gözetsin. Evet, Allah’ı gözet ki, O’nu yanında bulasın. Eğer bütün insanlar, sana zarar vermeye kalkışsalar, ancak Allah’ın yazmış olduğu zararı verebilirler. Kalemler kaldırılmış, yazgı tamamlanmıştır.”
(T2516 Tirmizî, Kıyâmet, 59)
En son yazımızda, uzunca bir hadisi şerifte anlatılan o güzel gençten bahsetmiştik. Bugünün gençlerine muazzam bir yaşam örneği sergileyen o mücahit genç adamı anlamaya çalışmıştık. Bugün ki yazımızda ise hadis kaynaklarımızın en önemlilerinden biri olan Tirmizi de geçen bir hadisi şerifi tahlil etmeye çalışacağız.
Öncelikle şunu çok iyi bileceğiz. Hz. Peygamber bir şey söylemiş ise o çağlar ötesidir. Dün, bugün ve yarınımızı bağlar. Bize her zaman en güzel örnektir.
Gençlerimiz hadisi şeriflere bakarken bu şekilde bakmalı. Yani Kur’an ve Sünnetin emirleri, yasakları, tavsiyeleri çağlar ötesidir. Siyer-i Nebi okurken de bu niyetle okumalı. Çünkü Hz. Peygamberimizin hayatı, sözleri, gerçekleştirdiği eylemleri bizim hayatımıza uygulayıp, yaşamamız adınadır. Yani hayatımıza yansıtıp, ilmek ilmek dokumak içindir.
Yazımızın başında meali yazan hadisi şerifte Hz. Muhammed (s.a.s.) efendimiz o günkü genç sahabeye yaptığı nasihat, bugün bize yapılan nasihattir. Öyleyse mübarek, mukaddes tavsiyeleri anlamaya çalışalım.
1) Allah’ın emirlerini ve nehiylerini gözet ki, Allah da seni gözetsin:
Bu cümle de öyle büyük bir mana, öyle büyük bir anlam var ki, idrak edebilene ne mutlu! Bizi yoktan var eden yüce Rabbimizin bizi gözetmesi, yani bizi kollaması ne kadar müthiş bir olay. Bize düşen görev, Allah’ın emir ve yasaklarına uymak ve onları gözetmek...
Zaten bu cennetin anahtarı değil mi? Zaten Allah’ın emir ve yasaklarına uymak iki cihan saadeti demek değil mi? Elbet öyledir. Öyleyse genç kardeşim, tüm ömründe Allah’ın seni gözetip kollamasını istiyorsan, inancına, dinine sahip çık ve onu hayatına nakış nakış işleyerek, uygula.
2) Evet, Allah’ı gözet ki, O’nu yanında bulasın.
Yüce Rabbimizin emir ve yasaklarını yerine getirdikten sonra Rabbimizin bizi gözetip, kollayacağını artık biliyoruz. Bunun öyle özel bir manası varmış ki Hz. Peygamber efendimiz ifade ediyor. Allah’ı gözet ki, O’nu yanında bulasın.
Ne mübarek bir müjde! Yüce Rabbimiz yanımızda olacak. Derdimizde, sıkıntımızda başvurduğumuz en büyük yakınımız olacak. Bu zaten Müslüman için böyle olmalıdır. Zaten hayata böyle bakmalıdır.
Yeter ki bizler tefekkür edelim, akledelim… Yoksa Rabbimiz bizi hiçbir zaman yalnız bırakmaz, o her zaman yanımızdadır. Bize şah damarımızdan daha yakındır.
3) Bir isteğin varsa Allah’tan iste, yardım dileyeceksen Allah’tan dile ve bil ki bütün insanlar sana bir fayda sağlamak için çalışsalar, ancak Allah’ın senin için yazdığı şeyi sağlayabilirler. Eğer bütün insanlar, sana zarar vermeye kalkışsalar, ancak Allah’ın yazmış olduğu zararı verebilirler.
Hadisi şerifimizin bu kısmı müthiş bir anlayış ve kavrayış gerektirmektedir. Bizler bazen çok hayıflanır, keşke deyip geçmişe kahrederiz. Fakat olan olmuştur. Geçmişe dönme ihtimali yoktur.
Öyleyse bugüne bakmalıdır. Asıl yardım kapısı Cenab-ı Hak’tır. El açıp, gözyaşı akıtacağımız kapı Yüce Rabbimizin kapısıdır. Bizler ona sığınırız, ona yöneliriz. Başımıza bir bela musibet gelecekse Allah’a hamdeder, ondan af dileriz. Başımıza bir güzellik gelse tövbe eder, bunun Allah’ın yardımı ile olduğunu biliriz.
Fakat ölçüp tarttıktan sonra yapacağımız hayır işlerde Allah’tan başkasından korkmayız. Ecdadımız bu niyetle çıktığı yolda yolundan hiç dönmemiş. Çanakkale’de, İstanbul’un Fetihinde ve daha nice fetihlerde şehadetten daha güzel ne yaşanmış ki!
Bizlere gelecek olandan korkup, yolumuzu değiştirmeyeceğiz. Bileceğiz ki o gelecekse gelecektir. Mesele bizim hangi yolda, hangi tarafta olduğumuzdur.
Rabbim bu hadisi şerifi anlamayı, yaşamayı hepimize nasip eylesin.
Not: Yazımızdaki Hadis-i Şerif mealleri Diyanet İşleri Başkanlığı web sitesindeki Riyâzü’s-Sâlihîn -Metin ve Çeviri- adlı pdf e-kitabından alınmıştır.