EYT meselesinin her şeyden önce “anayasal bir mağduriyet” olduğunu belirten EYT dernekleri, küçük düzenlemelerle bu işin çözülebileceğini düşünüyor. EYT dernekleri ayrıca, EYT meselesinin özünde “kazanılmış haktan geri dönülemez” ilkesinin yer aldığını ve kesinlikle “erken emeklilik” anlamına gelmediğini belirtiyorlar.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar, kısa adıyla EYT, 1999 yılında emeklilik yaşının değiştirilmesiyle yaşanan mağduriyetle ortaya çıktı. 4447 sayılı kanunla yapılan değişiklik her şeyi altüst etti. 8 Eylül 1999 tarihine kadar emeklilik şartı, kadınlar için 20, erkekler için ise 25 yıl sigortalılık süresi istiyordu. Prim gün sayısı ise 5000 olarak belirlenmişti. Çıkarılan kanunla yaş şartı yükseltildi. Bu yasayla birlikte Mayıs 1999’dan sonra sigortalı olan kadınlar için 58, erkekler için ise 60 yaş şartı konuldu. Buraya kadar kimse sesini çıkarmadı ama yasa 1999’dan önce sigortalı olanları da kapsayınca ortaya bir hukuksuzluk durumu çıktı, çünkü hukukta kanunlar geriye işletilemezdi. Yasanın geriye işletilmesiyle birlikte prim gününü dolduran 40 yaşında bir çalışan emekli olabilmek için 48 yaşını beklemek zorunda kaldı. Haliyle bu da beraberinde büyük sorunlar meydana getirdi. Mağdur olan binlerce kişi seslerini duyurmak için bir araya gelerek ortak bir mücadele başlattı. Bugün için EYT’lilerin kurduğu çok sayıda dernek var, bunların başında Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYT-SYDD) geliyor.
“FEDERASYON VE KONFEDERASYON HAZIRLIğI İÇERİSİNDEYİZ”
Gazetemize konuşan Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYT-SYDD) Başkanı Gönül Boran Özüpak, dernek olarak çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğinin altını çizerek, “Federasyon ve konfederasyon hazırlığı içerisindeyiz. Türkiye’nin her yerinden dernek kurma talepleri geliyor, bütün bunları sağlıklı bir şekilde planlamaya çalışıyoruz. Milletvekillerimizle, siyasetçilerimizle görüşüyoruz. Cumhurbaşkanımızdan da randevu talebimiz hâlâ sürüyor. Bir de tabii ki Türkiye’nin gündemi var, o gündeme de saygı duyarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
“ANAYASAL HAKKIMIZDAN MAHRUM BIRAKILDIK”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un katıldığı bir televizyon programında “emeklilikte yaşa takılanlar” yerine “emeklilikte yaşı tutmayanlar” demeyi tercih ettiğini söylemesini değerlendiren Boran, “Sayın Bakan’ın sarf ettiği ‘emeklilikte yaşı tutmayanlar’ sözü bu mücadeleyi haksız kılmaya yöneliktir. Oysa biz hakkımız olan bir şeyi istiyoruz. 1999’dan önce sigorta girişlilerin yaşadığı apaçık bir mağduriyet var. 4477 sayılı yasa hukukun eşitlik ve öngörülebilirlik ilkesine aykırı. Kanun geriye doğru, vatandaşın hakkını gasp etmeye yönelik olarak yürütülemez. Bizler anayasal hakkımızdan mahrum bırakıldık.” dedi.
“AYLIK BAĞLAMA ORANI, EYT KADAR ÖNEMLİ”
2001’de yapılan düzenlemeyle ABO (Aylık Bağlama Oranı) oranlarında yapılan değişiklikle aylık bağlama oranlarının yüzde 70’lerden yüzde 28’lere düşürüldüğünü de hatırlatan Boran, “Bu da bin, bin beş yüz liralık bir rakama tekabül ediyor. 30 yıllık emeğimizin karşılığı 1000–1500 liralık sosyal yardıma denk gelen bir tutar olamaz. Bu tür yanlış uygulamalarla gençlerin artık ne SGK’ya ne de diğer kurumlara güveni kalmadı. ABO oranlarında yapılan değişiklik EYT kadar önemli” değerlendirmesinde bulundu.
“KÜLLİYE’DEN VERİLEN TALİMAT GERİ ÇEKİLDİ”
Bir diğer önemli EYT derneği de Emekleri Yasalara Takılanlar Derneği (EYTADER). Gazetemize konuşan Emekleri Yasalara Takılanlar Derneği (EYTADER) Genel Başkanı Nalan Esmeray da yaptıkları görüşmelerin olumlu geçtiğini söyledi. AK Parti milletvekilleriyle sürekli olarak görüştüklerini ve zihinlerde oluşturulan negatif algıyı kırmak istediklerini belirten Esmeray, “Biz AK Parti milletvekillerine gidip dosyamızı takdim edip sorunu anlatınca önce şaşırıyorlar, daha sonra bizlere hak veriyorlar” dedi. Geçtiğimiz aylarda Külliye’den davet aldıklarını ve bu davette Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Vedat Bilgin ile bir araya geldiklerini hatırlatan Esmeray, “Biz sürekli olarak Bilgin hocamızın sekreteriyle görüşüyoruz. Vedat Bilgin hocamıza daha önce verilen talimat şimdi ne yazık ki geri çekilmiş durumda” ifadelerini kullandı.
“KÜÇÜK DÜZENLEMELERLE BU SORUN RAHATLIKLA ÇÖZÜLÜR”
Sorunun çözümünün çok basit olduğunu, bunun zincirleme bir sorun olduğunu kaydeden Esmeray, “Örneğin kadınların doğum borçlanması çıkarılırsa, staj mağduriyeti giderilirse zaten zincirin halkaları kopacak. Erkekler askerliğini borçlanabiliyor, aynı şekilde kadınlar için de borçlanma meselesi hayata geçirilebilir. Takriben 650 bin kadın var doğum borçlanması bekleyen… Buradan devlet bütçesine de büyük katkı sağlanır. Yaklaşık 1 milyona yakın EYT mağduru var. Bu mağdurlar arasında 7 Eylül 1999’da işe giren de var, daha önce de birçoğu zaten hemen emekli olamayacak. Küçük düzenlemelerle bu sorun rahatlıkla çözülür” şeklinde konuştu.
“BİRİNCİ İŞİ BULAMAYAN EYT’LİLER İKİNCİ İŞİ NASIL BULACAKLAR?”
Sosyal medyada bir hayli güçlü olan “EYT Twitter Grubu” da bu mücadelenin önemli bileşenlerinden. “EYT Twitter Grubu” adına gazetemize açıklamalarda bulunan Çiğdem Maden, “EYT Twitter grubu olarak gündemi dikkatle takip ediyoruz. Çalışma Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk, ‘emeklilikte yaşı tutmayanlar’ gibi alaycı ifadelerle yine çözümsüzlük sundu. Son açıklaması; ‘EYT’li kardeşlerime bunu sorduğum zaman da neden bunu istediklerini, temel sebep esasında EYT’den emekli edildiklerinde tekrar çalışmak istiyorlar’ oldu. Bu asla doğru değildir. İkinci işte çalışmak zorunda olan insanların durumu devletimizin bağladığı düşük emekli maaşlarının sonucudur. Önce bağlanan düşük maaşlarla insanlar nasıl geçinecek bunu sorgulasınlar. Ayrıca birinci işi bulamayan EYT’liler ikinci işi nasıl bulacaklar? Sayın Bakan’ın bu açıklamaları EYT gerçeğini kamuoyuna yanlış yansıtmaktadır. Mevzu yaş değil, yasanın geriye doğru işlemiş olmasıyla ortaya çıkan hak kaybıdır. Algı yaparak sorumluluklarını üzerlerinden atamazlar. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz’ün de bir açıklaması oldu, ‘EYT’liler 5 - 6 yıl daha dişini sıkacak, sigortalı kardeşlerimiz EYT EYT diyorlar, haklı olanlar olabilir, yaşlı olanlar olabilir ama bu kanunu biz çıkarmadık’ şeklinde” dedi.
“EYT ERKEN EMEKLİLİK DEĞİLDİR”
“İktidar bu hak gasbına çözüm odaklı yaklaşıp mağduriyete yıkıcı değil yapıcı tavırla yaklaşmalıdır” diyen Maden, “Siz iktidarda olduğunuza göre bu ülkenin tüm sorunlarını gidermekle yükümlüsünüz. Bahane değil çözüm esas alınmalıdır. Bu bahane asla kabul edilemez. Devlette devamlılık esastır. Mağduriyetleri gidermek iktidarın görevlerinden değil midir? Mağduriyetleri gideremeyecekseniz o zaman neden iktidar olup bu görevlere geldiniz? Bazı medya, köşe yazarları, sözde gazeteciler ve AK Parti’nin ileri gelenleri tarafından sık sık ‘erken emeklilik’ deniyor ama biz EYT’liler erken emeklilik istemiyoruz, emeklilik yaşı aşağı çekilsin demiyoruz. Bu tür söylemlerle bu işin sorumluluğundan kaçamazlar. EYT, ‘erken emeklilik’ değildir. EYT’ye sürekli maliyet gözüyle bakılıyor ve bütçeye yük deniyor. Peki bu kadar gereksiz harcamalar, israflar varken gündemde, EYT için nasıl maliyet hesabı yapılır? Bunları sorguladığımızda bizlere vatan haini muamelesi yapılıyor. EYT mağduriyetinin bir an önce bitirilmesi hem EYT’lilerin hem de ülkemizin menfaatine olacaktır. Adalet sağlanmış olacak ve devlete güven tazelenecektir. Ayrıca işsiz gençlerimize iş imkânları doğacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“YASALAR ALEYHTE GERİ İŞLETİLEMEZ”
Tüm muhalefet partileri çözüme hazırken iktidarın EYT çözümüne ısrarla neden karşı çıktığını merak ettiklerini söyleyen Maden, “AK Parti 18 yıllık iktidarı süresince çözümsüzlük üretene kadar çözüm arayışları içinde olsaydı, şu gün EYT konusu konuşuluyor olmazdı. Haklarımızdan asla vazgeçmiyoruz. Haklı davamızda umudumuzu kaybetmeden sonuna kadar devam edeceğiz. Tekrar tekrar söylüyoruz, ister zengin olalım ister fakir, ister çalışıyor olalım ister işsiz, bu bizim kazanılmış anayasal hakkımızdır. Yasalar aleyhte geri işletilemez, vatandaş mağdur edilemez. Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve tüm siyasilerden adalet bekliyoruz” şeklinde konuştu.
“EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIK TEŞKİL ETMEKTEDİR”
Yaşananları hukuki açıdan gazetemize değerlendiren Av. Arb. Serkan Turanlı, “4447 sayılı kanunla yapılan değişiklikle maalesef ülkemizde emeklilik meselesi son derece karışık bir hal almıştır. Burada öncelikle bakılması gereken nokta sosyal adalet ilkesidir. Sosyal adalet ilkesinin tesisi son derece önemlidir. Hâlihazırda emekli olan veya ileride emekli olacakların sosyal adaleti tesis edecek bir norm birliği veya ilke birliği etrafında buluşturulması lazım. Ancak şu anda durum bunun tam tersi. Yürürlükte bulunan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde oldukça bölük pörçük bir düzenlemenin söz konusu olduğu görülmektedir. Böyle olunca da iş hayatında farklı süreçler yaşayan insanlar, farklı emeklilik haklarına ya da emekli olabilmek için gerekli kılınan farklı şartlara sahip olabiliyorlar. Bu durum maalesef vatandaşın anayasal hakkı olan eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu anlamda hem eşitlik ilkesi gereği hem de sosyal adalet ilkesi gereği her bir vatandaşa eşit şartlarda uygulanacak ve norm birliğini sağlayacak yasal düzenlemenin ivedilikle sağlanması gerekmektedir” dedi.
“KAZANILMIŞ HAKKA SAYGI PRENSİBİ”
Öte yandan Turanlı, hukuk güvenliğinin sağlanabilmesi adına olmazsa olmaz ilkelerden birinin de “kazanılmış hakka saygı” prensibi olduğunu belirterek, “EYT’liler de bu anlamda literatürde yapılan tartışmaların aksine ‘beklenen hak’ kavramından ziyade anayasa tarafından güvence altına alınan ‘kazanılmış hak’ sahibidirler. Ancak 4447 sayılı düzenleme ile EYT’lilerin kazanılmış haklarına müdahalede bulunulmuş ve anayasa tarafından güvence altına alınan kazanımları bu yasal düzenleme ile müdahaleye maruz bırakılmış ve hakları görmezden gelinmiştir. Siyasi otoritenin uzun yıllardan beri EYT’liler adına devam eden kanayan yarayı siyasi saik gütmeden, oy hesabı yapmadan tedavi edebilmesi için ara ara yapılan pansuman müdahalelerinden ziyade hukuk genel kural ve prensipleri çerçevesinde köklü bir yasa değişikliği ile doğru teşhis ve uygun tedavi ile iyileştirmesi gerekmektedir. Hükümetin bu sorunu görmezden gelmesi EYT sorununun olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Bu belirsizlik devam ettiği müddetçe hem EYT’liler hem de aileleri haksız yere büyük mağduriyet yaşamaya devam edeceklerdir” ifadelerini kullandı.
YARIN: Ekonomistler ve siyasetçiler ne düşünüyor?
Yorum yazarak Yenidevir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yenidevir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yenidevir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yenidevir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yenidevir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yenidevir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yenidevir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yenidevir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.