Fatiha Süresi -8- Nimet Verilen Kişiler

Abone Ol

Fatiha Süresini anlama ve idrak etme üzerine yazdığımız yazıların yedincisinde Sırat-i Müstakim yani doğru yol üzerinde olanlardan bahsetmiştik. Devam eden Ayeti Kerime de Allah’ın nimet verdiği kişilerden bahsediliyordu.

Fatiha Sürenin son ayetlerinde dua ifadeleri yer almaktadır. Bu ifadelerde biz; Rabbimizin bizleri doğru yola, nimet verilen kişilerin yoluna iletmesini istiyoruz. Gazaba uğrayanların ve sapıtmışların yolundan da uzak eylemesi için dua ediyoruz.

Bu dua ifadelerinde geçen nimet verilen kişiler, Kur’an’ı Kerim’de Nisa Süresi 69. Ayeti Kerime de bizlere şu şekilde açıklanıyor: “Kim Allah’a ve peygambere itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdirler; bunlar ne güzel arkadaşlardır!”

Bu ayeti Kerime’nin nüzul sebebi ile ilgili şu olay anlatılmaktadır. Bir sahabe, Hz. Peygamber efendimize gelir ve Peygamber efendimizi her şeyden daha çok sevdiğinden, O’nun hasretine dayanamadığından bahseder. Cennette ise Hz. Peygamber’in yüce makamı sebebi ile O’nu göremeyeceğinden endişe ettiğini ifade eder. Bunun üzerine Peygamberimiz daha cevap vermeden Hz. Cebrail’in geldiği ve bu Ayet-i Kerimenin nazil olduğu ifade edilir. (Not: Hadisi Şerif, Şevkânî’nin Taberânî, Ziyâ el-Makdisî gibi hadisçilerden rivayet edilmiştir.)

Demek ki Hz. Peygamberi seven, ona muhabbet besleyen ve bu sevginin göstergesi olan Hz. Peygamber Efendimizin yaşadığı gibi yaşama hususunda gayretli olan kişiler, ahirette peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraber olacaklardır.

Aslında bu Ayeti Kerime ile Fatiha Süresinin muhteşem ihtivasını tekrar idrak ediyoruz. Biz farkında olmasak da Fatiha Süresini okurken kendimizin dünya ve ahiret saadeti için dua ediyoruz. Bu duayı günde en az 40 defa namazlarımızda tekrar ediyoruz.

Ayeti Kerimenin devamında ise uzak durmamız gereken, gazaba uğrayanlar ve sapıtmış olanlardan bahsediliyor. Bazı müfessirlere göre Gazaba uğrayanlar Yahudiler, sapıtmış olanlar ise Hristiyanlardır. En iyisini Allah-ü Teala bilir.

İnsan seveceği, dost edineceği insanı bilmesi gerektiği kadar, dost edinmeyeceği, sevmeyeceği kişileri de bilmesi gerekir. Ve özellikle Müslümanın kalbi muhabbet beslemeyeceği insanları da çok iyi belirlemesi gerekir. Dünyalık alış veriş v.b. dışında bizlerin özellikle Müslüman olmayanlara muhabbet ve sevgisi çok sınırlı olmak zorundadır. Sadece gündelik süreçlerle ilgili olmalıdır. Çünkü kişi sevdiği ile beraberdir. Bazen spor veyahut farklı sebeplerle Allah ve Resulüne inanmayan kişilere beslenen muhabbete şahit oluyoruz. Bu hususta çok dikkat edelim. Bizlerin muhabbet ve sevgisi, öncelikle Müslümanlara olmalıdır.

Fatiha Süresini hakkıyla anlamak için kalemler mürekkepler tükenir. Biz bu yazılarda asla bir tefsir yapmadık. Zaten alanımızda değil. Sadece anladıklarımızı ve bunlara binaen aktarabileceklerimizi tefekkür ettik. Bu cümlelerden olarak gördük ki Fatiha Süresi bambaşka bir âlem. Başlangıcı ve bitişiyle, her harfi ile Rabbimizin bizlere sunduğu bir mucize. Bu sebeple Fatiha Süresi ile ilgili ilk yazılarımızda geçtiği gibi tekrar ifade ediyoruz.

Bir Müslüman Fatiha Süresini hakkı ile anlasa dünyaya bakış açısı değişir… Rabbim anlamayı ve idrak etmeyi nasip eylesin.