Dünya genelinde antidepresan kullanımı son yıllarda büyük bir artış gösterdi. Ruh sağlığı sorunlarının yaygınlaşması, sosyal yaşamın giderek karmaşıklaşması, ekonomik krizler ve pandemilerin etkisiyle, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan ilaçlara olan talep zirve yaptı. OECD’nin yayımladığı son veriler, antidepresan kullanımının ülkeden ülkeye nasıl değiştiğini ortaya koydu. Türkiye’nin sıralamadaki yeri ise kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı.
Türkiye’de antidepresan kullanımı artıyor
Türkiye'de antidepresan ilaçlara olan talep her yıl artıyor. Sağlık Bakanlığı ve ilaç piyasası verilerine göre, yılda 60 milyondan fazla antidepresan kutusu satılıyor. Bu sayı sadece bireysel ruh sağlığı sorunlarını değil, aynı zamanda toplum genelinde yaşanan stres, ekonomik baskılar, işsizlik ve sosyal huzursuzlukları da yansıtıyor. Uzmanlar, özellikle pandemi sonrası dönemde bu artışın daha da hızlandığını belirtiyor.
Türkiye, 2024 yılında yapılan araştırmaya göre, her 1000 kişiden 48'inin düzenli olarak antidepresan kullandığı ülkeler arasında yer aldı. Bu oran, Avrupa ortalamasının bir miktar altında kalsa da, Türkiye’nin geçmiş yıllara göre daha üst sıralarda yer alması dikkat çekti.
OECD raporu ne söylüyor?
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından yayımlanan en güncel sağlık raporu, ülkelerin kişi başına düşen antidepresan kullanım oranlarını karşılaştırmalı olarak sunuyor. Rapor, antidepresan reçetelerinin yalnızca ruhsal bozukluklara değil, uyku problemleri, kronik ağrılar ve anksiyete gibi yaygın şikâyetlere karşı da yazıldığını ortaya koyuyor.
OECD verilerine göre, gelişmiş ülkelerde sağlık sistemlerine erişimin kolaylığı ve ruh sağlığı farkındalığının artması, bu ilaçların daha yaygın kullanılmasına neden oluyor.
En çok antidepresan kullanan ülkeler sıralandı
OECD verilerine göre dünyanın en çok antidepresan kullanan ülkeleri listesinde ilk sıralarda İzlanda, Kanada, Avustralya, İngiltere ve ABD bulunuyor. İşte öne çıkan ülkeler ve her 1000 kişiye düşen kullanıcı sayıları:
- İzlanda: 161 kişi
- Kanada: 130 kişi
- Avustralya: 122 kişi
- İngiltere: 108 kişi
- ABD: 110 kişi
- İsveç: 105 kişi
- İspanya: 92 kişi
- Portekiz: 139 kişi
- Türkiye: 48 kişi
Türkiye, bu listede orta sıralarda yer alıyor. Özellikle Batı Avrupa ülkeleri ve İskandinavya, antidepresan kullanımında dünya ortalamasının oldukça üzerinde değerlere sahip.
Türkiye’nin sıralamadaki yeri neden şaşırttı?
Toplumda depresyon, anksiyete ve benzeri ruh sağlığı sorunlarının yaygın olarak konuşulması, Türkiye’nin antidepresan tüketiminde daha üst sıralarda olduğu algısını oluşturmuştu. Ancak resmi verilere göre Türkiye, hâlâ Avrupa ortalamasının altında yer alıyor.
Bunun en önemli nedenlerinden biri, Türkiye’de ruhsal rahatsızlıklar konusunda hâlâ bir “damgalama” kültürünün var olması. Birçok birey psikiyatrik destek almak yerine alternatif çözümlere yöneliyor ya da hiç yardım almadan sorunlarını bastırmaya çalışıyor.
Ayrıca uzmanlar, Türkiye'de psikiyatri hekimine ulaşmanın her zaman kolay olmadığını, bu durumun da reçete oranlarını etkilediğini vurguluyor.
Antidepresan kullanımı ne anlama geliyor?
Antidepresanlar, depresyon dışında panik atak, obsesif kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Ancak bu ilaçlar çoğu zaman uzun vadeli kullanımlar gerektirdiği için, doğru tanı ve düzenli doktor takibi büyük önem taşır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde depresyonun 2030 yılına kadar en yaygın sağlık sorunu olacağı uyarısında bulunmuştu. Bu öngörü, antidepresan kullanımının daha da artacağına işaret ediyor.
Uzmanlardan uyarı: Bilinçsiz kullanım tehlikeli
Uzman psikiyatristler, antidepresanların doktor kontrolü olmadan alınmasının ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. İlacın yan etkileri, bireyin biyolojik yapısına ve eşlik eden diğer hastalıklarına göre değişebilir. Özellikle doz aşımı, ilacın ani bırakılması veya başka ilaçlarla etkileşimi tehlikeli olabilir.
Prof. Dr. Ayşe Yıldırım, bu konuda şu uyarıyı yapıyor:
“Antidepresan kullanımı toplumda normalleşiyor ama hâlâ bilinçsiz kullanım çok yaygın. Doktora danışmadan alınan her ilaç faydadan çok zarar verir. Ruh sağlığı desteği almak utanılacak bir şey değil; aksine bu, bireyin kendisine gösterdiği saygıdır.”
Türkiye’de ruh sağlığına dair toplumsal tablo
Türkiye'de özellikle gençler arasında anksiyete, depresyon, tükenmişlik ve sosyal fobi gibi psikolojik sorunların yaygınlaştığı görülüyor. Sosyal medya, gelecek kaygısı, akademik ve mesleki rekabet gibi faktörler bu durumu daha da derinleştiriyor.
Ayrıca ekonomik belirsizlikler, yüksek enflasyon ve işsizlik gibi faktörler de halkın genel ruh halini olumsuz etkileyen başlıca unsurlar arasında yer alıyor.