93: Ebû Hureyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Yedi şey gelmeden önce iyi amellere koşup, yarış ediniz: Herşeyi unutturan fakirlikten, azdırıp yoldan çıkaran zenginlikten, akıl ve bedenin dengesini bozan hastalıktan, saçma sapan konuşturan ihtiyarlıktan, ansızın geliveren ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en şerlisi Deccal’ın çıkmasından, en dehşetli ve acı olan kıyametin gelmesinden başka bir şey mi bekliyorsunuz?” (Tirmîzî, Zühd 3)
Yazımızın başında meali şerifini vermiş olduğumuz hadisi şerif, bizlere gündelik yaşamın, seküler hayatın veya Yapay Zeka çağının getirmiş olduğu yaşam sarhoşluğuna karşı 1400 küsur sene öncesinden Hz Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'den bugüne ışık tutacak müthiş uyarıları hatırlatıyor.
Üzücü olan şudur ki çok tefekkür etmiyoruz. Hz. Peygamber efendimiz de; yarını çok düşünmeyen bizlere, başımıza gelebilecek bazı durumlara karşı, öncesinde iyi ameller konusunda yarışın buyuruyor. Yani gücün ve gençliğin yerindeyken, seni geçindirecek malın mülkün varken, Allah yolunda koşturmak için hiçbir engelin yokken nefsine uyup Allah yolunda koşturmaktan kendini alıkoyma diyor. Çünkü tembellik hastalığı, mazeret üretme hastalığı insanı hayır yolda koşturmaktan alıkoyabiliyor.
Özellikle çevremizde görüyoruz ki dünyalık amacı doğrultusunda bir hedefe ulaştıktan sonra bazı kardeşlerimiz ulaşmış olduğu ortamın, belki de rahatın büyüsüne kapılarak Allah yolunda koşturmaktan kendini alıkoyuyor. Mazeret bulmak elbette kolay, işim yoğundu, şu başkana, bu hocaya kızdım, çocuğumun dişi ağrıdı v.b... Ama inanın ümmetin gençliği; elinden tutacak hocalarını, abilerini, büyüklerini arıyor.
Sonra karanlığa küfür edercesine olup bitene kızmak hiç mantıklı değil. Amaç ve idealleri için gece gündüz koşturan batıl veyahut ahlaki olmayan yolun taraftarlarının başarılı olması niçin zor olsun ki… Nasılsa biz sadece izliyoruz.
Hz Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bu hadisi şerifte başımıza gelebilecek 7 şey ile ilgili bizi uyarıyor.
- Her Şeyi Unutturan Fakirlik: Eskiden büyükler ne güzel söylerdi. Allah'ım bizi muhannete muhtaç eyleme. Ne güzel, ne özel sözlerdenmiş. Bir büyüğümüz; “Dostum sen düşmeye gör, o zaman gerçek dostunu ve düşmanını bilirsin!” derdi. Kendinin, çoluğunun çocuğunun bir ekmeğe muhtaç olması sözle ifade edebilecek bir şey değil… Ülkemiz bir deprem yaşadı. Öyle zengin insanların birkaç dakikada her şeyleri yok olup gitti. Yokluk fakirlik geldiğinde aslında insanın kendini düşünmekten başka yapacak çok şeyi de kalmayacak. Allah kimsenin başına vermesin ama evinde bir lokma ekmeği olmayan bir babanın halini tasvir edin. O adam ne yapabilir, nereye koşturabilir ki… Bu sebeple Rabbim bizlerin malına mülküne bereket versin. Bizleri yoklukla imtihan etmesin.
- Azdırıp Yoldan Çıkaran Zenginlik: Hayat zıtlıklarla kaimdir denilir ya bir üst maddede fakirlikten bahsederken şimdi de zenginlikten bahsediyoruz. Şimdi de diyoruz ki Allah'ım bize senin yolunda daha çok koşturmaya vesile olacak, daha çok hayra yol açacak zenginlik nasip eyle. Bizi azdıracak, senin yolundan alıkoyacak, senin yoluna hizmet etmeyi engelleyecek bir zenginliği biz neyleyelim.
- Akıl ve Bedenin Dengesini Bozan Hastalık: Aklın ve bedenin bir dengesi var. Ve bu denge insanın yaşam standartları direk etkiliyor. Allah muhafaza bunlardan biri bozulmasın. Bedenin bitip tükendiği hastalıklar, hele Rabbim hepimizin başına vermesin akli melekelerin zayıflaması, kaybolması… Bunlar insana Allah yolundaki çalışmalardan maalesef alıkoyuyor, maalesef geride bırakabiliyor. Allah'tan biliyoruz ki Allah yolunda koşturmak isteyen mücahitler eğer mazeretleri gereği geride kalıyorsa Yüce Rabbimiz onlara aynı ecri veriyor.
- Saçma Sapan Konuşturan İhtiyarlık: Rabbim ihtiyarlığımızı hayırlı eylesin. Hem kendimiz, hem ailemiz hem de çevremiz için çok zor olabiliyor. Rabbim bu hale düşmekten bizleri muhafaza eylesin. Elbette bu hal ile hallenen o güzel büyüklerimize saygı ve merhamette kusur etmememiz gerekiyor. Çünkü yaşlanacak mıyız veyahut yaşlandığımızda nasıl olacağız hiç bilmiyoruz. Onların çocuklaştığı, doğal olarak da akli melekelerinin kaybolduğu ve neticede Hz Peygamber Efendimizin de hadiste özellikle ifade ettiği yaşlılığın afetindende Allah’a sığınırız.
- Ansızın Geliveren Ölüm: En acılarından bir tanesi de bu olsa gerek. Ömrünü boş işlerde harcayan insanların geri dönüşü olmayan ahiret yolculuğuna başlaması. Ne kadar acı, ne kadar can sıkıcı.
- Gelmesi Beklenen Şeylerin En Şerlisi Deccal’ın Çıkması:
- En Dehşetli Ve Acı Olan Kıyametin Gelmesi:
Hadis-i şerifimizi son 2 madde ile anlamayı ve anlatmayı tamamlamış olalım.
Yani Peygamber Efendimiz bizi öyle uyarıyor ki, elinde fırsatın varken Allah yolunda hizmet et ve koştur. Belki öyle hale düşersin ki ölüm gelir zaten hiçbir şey yapamazsın, hastalık gelir yaşlılık gelir kendi derdine düşersin, fakirlik gelir zenginlik gelir ikisi de seni hayır yoldan uzaklaştırabilir ve en sonunda Kıyamet gelir Deccal gelir. Aman ha elinde nimet varken hak yoldan geri durma. Sağlığın, sıhhatin, aklın, paran, gücün yerindeyken biriktirebileceğin sevapları biriktir de sonra pişman olmayasın.