Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yabancı dil eğitiminde asıl problemin materyal ya da öğretmen eksikliği değil, öğrencilerin ana dil becerilerindeki yetersizlik olduğunu vurguladı.

Yabancı dil eğitiminde sorun nerede?

Türkiye’de yıllardır tartışma konusu olan yabancı dil eğitimi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in son açıklamalarıyla yeniden gündeme taşındı. Tekin, öğrencilerin yabancı dil öğreniminde başarısız olmasının temel nedeninin “öğretmen ya da materyal eksikliği değil, ana dil becerilerinin zayıflığı” olduğunu söyledi.

Bakan Tekin’e göre Türkiye’de yabancı dil öğretimi için yeterli kaynak, materyal ve nitelikli öğretmen bulunuyor. Ancak öğrenciler, öğrendikleri dili iletişim becerisine dönüştürmekte zorlanıyor.

Tekin: Öğrenciler kendini ifade etmekte zorlanıyor

Bakan Tekin, en büyük sorunun ifade becerilerinde yaşandığını belirtti:

“Çocuklarımıza acaba kendilerini yabancı dille mi ifade edemiyorlar? Yoksa hiç mi ifade edemiyorlar? Öğrencilerimiz dijital dünyanın etkisiyle günlük hayatta 300-500 kelimeyle konuşmaya başladılar. Demek ki sadece yabancı dille ilgili değil, ana dilde de ifade becerilerinde ciddi sorunlarımız var.”

Bu tespit, yalnızca yabancı dil derslerinde değil, Türkçe ve diğer branşlarda da öğrenme süreçlerinin zayıfladığını gösteriyor.

Ana dil becerileri güçlenmeden yabancı dil gelişmiyor

Dil uzmanlarına göre, yabancı dil öğreniminde en önemli faktör bireyin ana dildeki hakimiyetidir. Okuduğunu anlama, dinlediğini yorumlama ve kendini sözlü-yazılı ifade edebilme yetenekleri gelişmeyen öğrenciler, yabancı dilde de aynı sorunlarla karşılaşıyor.

Bakan Tekin, bu nedenle Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde ölçme-değerlendirme sisteminin yenilendiğini açıkladı. Artık bu derslerde öğrencilerin yalnızca gramer bilgisi değil, dört temel becerisi ölçülecek:

  • Okuma,
  • Yazma,
  • Dinleme,
  • Konuşma.

Bu adımın, yabancı dil eğitimine de dolaylı olarak katkı sağlaması hedefleniyor.

Dijital çağ ve kelime haznesi daralması

Tekin’in dikkat çektiği bir diğer önemli nokta, dijital çağın öğrencilerin kelime haznesini daraltması. Sosyal medya ve dijital platformlarda kısa mesajlarla iletişim kurmaya alışan gençler, günlük yaşamda yalnızca 300-500 kelime kullanıyor.

Uzmanlara göre bu durum, yalnızca dil öğrenimini değil; düşünme, analiz yapma ve problem çözme becerilerini de sınırlıyor. Çünkü dil, düşünme kapasitesiyle doğrudan bağlantılı.

Türkçe dersleri stratejik önemde

Milli Eğitim Bakanlığı, Türkçe dersini yalnızca “bir ders” değil, tüm derslerin öğrenilme sürecini destekleyen stratejik bir alan olarak değerlendiriyor. Türkçe’de güçlü olan öğrencilerin matematikte, fen bilimlerinde ve yabancı dilde de daha başarılı oldukları görülüyor.

Bu nedenle, önümüzdeki dönemde Türkçe ve Türk Dili-Edebiyatı derslerinde uygulanacak yeni müfredat ve ölçme-değerlendirme sistemi, diğer tüm alanlara etki edecek bir reform niteliğinde.

2025-YKS yerleştirme sonuçları: İşte en başarılı liseler
2025-YKS yerleştirme sonuçları: İşte en başarılı liseler
İçeriği Görüntüle

Eğitimcilerden destek

Eğitimciler, Bakan Tekin’in bu açıklamalarını olumlu buluyor. Türk Eğitim Derneği’nden uzmanlar, “Ana dil becerileri gelişmeyen öğrencinin yabancı dil öğrenmesini beklemek gerçekçi değil. Öncelik Türkçe olmalı. Bu beceriler güçlendirildikçe yabancı dilde de başarı artacaktır” görüşünü paylaşıyor.

Ayrıca, yabancı dil öğretmenleri de öğrencilerin İngilizce, Almanca ya da Fransızca derslerinde öğrendikleri kelime ve kalıpları günlük konuşmalara aktaramamalarının temelinde Türkçe ifade zayıflığının yattığını söylüyor.

Yeni dönemde neler değişecek?

Bakanlığın açıklamalarına göre:

  • Türkçe derslerinde daha fazla okuma-anlama ve yorumlama etkinlikleri yapılacak.
  • Öğrencilerin yaratıcı yazma becerileri desteklenecek.
  • Konuşma pratiği derslerin önemli bir parçası olacak.
  • Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde klasik sınavların yanında sözlü ve proje temelli değerlendirmeler de kullanılacak.

Bu adımların, öğrencilerin hem ana dilde hem yabancı dilde kendilerini daha rahat ifade etmelerini sağlaması bekleniyor.

Kaynak: Yeni Devir