HDP 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimlerinde AKP’ye oy verebileceğini açıklamış bulunuyor. HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, “Kim Kürt sorunun çözümü için adım atarsa Kürtler ona oy verebilir. AKP adım atacaksa AKP’ye verir” diyor.
Yani HDP, AKP’ye göz kırpıyor.
“Benim sorunlarımı çöz ki ben de senin İstanbul sorununu çözmene yardımcı olayım” diyor. Bu açıklama karşısında AKP’den itiraz gelmiyor.
Biz beklerdik böyle bir açıklama karşısında AKP sözcüleri, “Sizin desteğiniz bize lazım değil” diye ayağa kalksınlar.
Malum 31 Mart öncesi AKP’liler, “HDP ile işbirliği yapıyor” diye Saadet Partisi hakkında demediklerini bırakmamışlardı.
Oysa HDP ile bir işbirliği söz konusu olmamıştı.
Sadece birkaç seçim bölgesinde HDP’liler Saadet Partisi adayını destekleyeceklerini açıklamışlardı. Şimdi olduğu gibi “bizim sorunlarımızı çözerseniz” diye bir şartta koşmamışlardı.
O günlerde, “Saadet Partisi bölücüler ile işbirliği yapıyor” diyerek “mangalda kül bırakmayan” AKP’lilerin bugünkü sessizliği manidar değil mi? Bu sessizliği “sükût ikrardan gelir” ilkesi doğrultusunda bir kabulleniş olarak kabul edebilir miyiz?
HDP, AKP’ye bir çağrıda bulunuyor.
Ve bu çağrı karşısında AKP’den, “Hayır biz sizin desteğinizi istemeyiz” diye bir itiraz duyulmuyor. Bir itiraz olmadığına göre elbette teklife sıcak bakıldığı akıllara geliyor.
Atalarımız boşuna “büyük lokma ye büyük laf etme” dememişler.
AKP dün büyük laflar ediyordu, bugün ise ettiği bu büyük lafları yutmaya hazırlanıyor.
Bakın “beka” söylemi unutulmaya yüz tuttu!
“Beka” söylemi yerine artık “Türkiye ittifakı” söylemi öne çıkarılıyor. Yani HDP’nin AKP’ye kırptığı gözün karşılıksız kalmayacağı anlaşılıyor.
Onlar da HDP’nin yaptığı gibi açıktan olmasa bile lisan-ı hâl ile HDP’ye göz kırpıyor olmalılar.
Yakında “çözüm sürecine” benzer lafları yeniden duymaya başlayabiliriz.
Evet, AKP’den HDP’nin bu çağrısına karşı, “Sizin desteğinize ihtiyacımız yok” gibi bir açıklama gelmiş değil. Çünkü şu aşamada her türlü desteğe muhtaç durumdalar. İçinde bulundukları açmazı anlıyoruz. AKP’liler siyaset denizine düşmüş durumdalar. Önlerine çıkana sarılmak zorundalar.
. . .
Dostlar sağ olsun!
Eşim Fadıle Ceyhan’ın vefatı nedeniyle ziyaretimize gelen ya da telefon ile taziyelerini iletmek inceliğini gösteren tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.
Rabbim hepsinden razı olsun.
Ruhu için Fatiha okur musunuz?